Mesajı Okuyun
Old 21-05-2011, 08:20   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Alıntı:
satın alan iyiniyetli 3. şahıs için ne yapabiliriz

TMK.m.1020 incelenmeli

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/8669
K. 1997/8236
T. 25.9.1997
• ORTAK YERİN BAĞIMSIZ BÖLÜM OLARAK TESCİLİNİN USULSÜZLÜĞÜ ( Tapudaki Kaydın Terkini Talebi )
• BEKÇİ KULÜBESİ OLARAK AYRILAN ORTAK YER ( Bağımsız Bölüm Olarak Tapuya Yapılan Kaydın Terkini Talebi )
• BAĞIMSIZ BÖLÜM NİTELİĞİ BULUNMAYAN BEKÇİ KULÜBESİ ( Ortak Yer Olduğundan Tapuya Kaydının Yolsuz Olması ve İptali )
634/m.4,5
ÖZET : Bağımsız bölüm niteliğinde olmadığı için tapudaki kaydı iptal edilen yerin bağımsız bölüm olarak tescili mümkün değildir.

DAVA : Dava dilekçesinde men’i müdahale ve tapu iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı Vakıflar Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Mimari projede üstü bekçi odası altı ofis olarak gösterilmiş ortak yer niteliğindeki dava konusu yerin arsa payı tahsis edilerek bir bağımsız bölüm şeklinde tapuya tescili usulsüz olduğundan mahkemece bu şekilde tesis edilmiş tapunun iptaline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

Ancak, dava konusu yerin bu defa arsa payı muhafaza edilmek suretiyle yine bağımsız bölüm olarak tüm kat malikleri adına tescil edilmesi doğru değildir. Ana gayrımenkulün ortak yerlerine arsa payı verilmesi ve bunların tapu siciline geçirilmesi gerekmez. Bağımsız bölüm niteliğinde olmadığı için tapudaki kaydı iptal edilen yerin bağımsız bölüm olarak tescili mümkün değildir. O nedenle, mahkemece yapılacak iş bağımsız bölüme ait tapunun iptali ile yetinmek, ancak, Kat Mülkiyeti Kanununun 5. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca kat irtifakına bağlanmamış pay bırakılamayacağı da dikkate alınarak bölüme tahsis edilen 25/650 payın bir şekilde diğer bağımsız bölümlere dağıtılması ve diğer bağımsız bölümlerinin arsa paylarının bu şekilde düzeltilmesine karar vermek olmalıdır.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.9.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.