Mesajı Okuyun
Old 06-09-2011, 21:46   #4
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Bir de; sizin de belirttiğiniz üzere işçi alacağı davalarında mahkeme, dosyayı, hesap bilirkişisine göndermekte ve işçi alacağı miktarları, bilirkişi tarafından hesaplanmaktadır. Şayet işçinin talep ettiği miktara açıkça belirli/tartışmasız diyebilecek isek; şimdiye dek iş mahkemelerinin bu yöndeki tüm işlemlerinin/kararlarının usule aykırı olduğunun ve yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra da dosyaların hesap bilirkişisine tevdi edilemeyeceğinin kabulü de gerekecektir .

Bende uyanan ilk düşünce de, Sayın Öksüz'ün düşüncesi gibi: "Koskoca hakimin(!) aklının ermediği, hesap edemediği alacağı, her işçi nasıl hesap etsin de dava açsın?"

Öte yandan şu da var ki; bir alacağına kavuşamamış ya da alacağının bir kısmına ulaşamamış kişi, bu iddayla mahkemeye başvuruyorsa, (özellikle alacağının bir kısmına kavuşamadığını iddia eden kişi) tüm alacağının ne kadar olduğunu biliyordur ki, eline geçenin eksik olduğunu bilebilsin.

Aksi takdirde "benim bir alacağım var mı, varsa ne kadar var" sorusunun cevabı bir "tespit davası"nda aranmalıdır diye düşünüyorum.

Yani şimdiye kadarki uygulamanın tuhaflığı, hakimlerin bilirkişiye gitme kolaycılığını abartmalarından kaynaklanıyor. İşçiden, alacağını bilebilmesini beklemekte bir tuhaflık bence yok.

Benim naçizane düşüncelerim böyle olmakla birlikte; bugün İzmir Barosunda Prof. Dr. Muhammet Özekes'in verdiği seminerde anlattıkları daha önemlidir düşüncesindeyim:

Hoca; kıdem, ihbar tazminatları, izin ücretleri, ücret alacakları ve FAZLA MESAİ alacağı davalarının belirsiz alacak davası olamayacağını buna çok istisnai durumlarda cevaz verilebileceğini belirtmektedir.

(Hocanın verdiği örnek: çağrı üzerine çalışan işçinin, çalışma süreleri sadece işverin tarafından kayıt altına alındıysa.)

Benim aklıma takılan soru da şu:

İşçi BELİRLİ alacak davasını açtı diyelim. Alacağın dava edilenden daha fazla olduğu anlaşıldığında ne yapacak?

Saygılar,