Mesajı Okuyun
Old 06-03-2008, 15:26   #1
lnmdeniz

 
Varsayılan Satış Vaadi Sözleşmesine Dayanarak Başka Bir Satış Vaadi Sözleşmesi Yapılabilir mi?

Müvekkilim, 2002 yılında Antalya'da 80 dönümlük bir arazi içinden 20 dönümlük bir bölümü satış vaadi sözleşmesi ile almıştır. Bu arazinin tamamı hakkında şahıslar yani arazi sahipleri (birden fazla kişi var çünkü tapu sahipleri öldükçe yerlerine mirasçıları geçmiştir) ve Orman Bakanlığı arasında süregelen bir dava (arazinin orman arazisi olup olmadığı konusunda) bulunmaktadır. Dava çok uzun sürdüğünden zaman zaman mirasçılar arasından arazilerini satanlar olmuştur fakat satışlar (dava nedeniyle tapuda işlem yapılamadığından) noterden satış vaadi sözlemeleri şeklinde gerçekleşmiştir. Alanlar da yine bir başkasına aynı yolla arazilerini satmışlardır. Bu arada kadastro mahkemesi karar vermiş ve arazinin bir kısmını ırmak taşkın sahasına sokmuş, bir kısmını orman arazisi kabul etmiş ve geri kalan kısmın şahıslara ait olduğunu belirtmiştir. Karar hem davalılar hem de davacılar(Orman yönetimi - Hazine) tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay yerel mahkemenin kararını, yerinde gerekli araştırma ve tespitleri yapmadığından bahisle bozarak geri yollamıştır. Bu arada müvekkil adına Asliye hukuk mahkemesinde elimizdeki satış vaadi sözleşmesine dayanarak söz konusu arazinin adımıza tescili için dava açtık. Fakat yerel mahkeme, bir satış vaadi sözleşmesinden bir başka satış vaadi sözleşmesi yapılamayacağından, ayrıca söz konusu arazinin kadastro mahkemesinde ihtilaflı olduğundan bahisle davamızın reddine karar vermiş ve Yargıtay da kararı onamıştır. Şu an karar düzeltme aşamasındayız fakat sonuç ne olur bilemiyorum...
Satış vaadi sözleşmeleri noterde usulune uygun bir şekilde yapılmış fakat mahkeme devam ettiğinden tapuya işlenememiştir. Söz konusu araziden bu şekilde yer alan onlarca kişi var, bu kadar insanın hak kaybı ne olacak? Bu durumda ne yapılabilir? Mahkeme bu şekilde sonuçlanırsa satış vaadi sözleşmesinin ifası satan şahıstan istenebilir mi? Yani satış vaadi sözleşmesinin ifasını istemek için belirlenen (5 yıllık) süre davalar yüzünden kesintiye uğramış sayılır mı?