Mesajı Okuyun
Old 13-02-2006, 00:28   #6
Merhaba

 
Varsayılan

Sayın İbrahimbey,

Burada, yaşamın içinde var olan yüzlerce sorundan yalnızca bir tanesini, “ kadına yönelik tacizi” değerlendirme ve tartışma konusu olarak aldık.

Bu tartışmada amaçlanan nihai hedef, sorunu “sen-ben” çekişmesine dönüştürmek değil, olabildiğince değişik öngörüler üzerinde tartışarak, ortak akıl doğrultusunda, işe yararlığı olan ve sorunun çözümüne katkısı olabilecek, yaşama geçirilebilir pratikleri ortaya koymaktır.

Konuyla ilgili olarak ortaya koyduğunuz teorinin onca detaylı anlatımından sonra, nihai olarak vardığınız sonuç:

“ERKEK, “FİKİR, AHLAK, VİJDAN, KÜLTÜR VS.” AÇILARINDAN GELİŞTİKÇE; DOĞAL YAŞAMDAN GELEN HOYRATLIĞINI, GÜCÜNÜ VS. SINIRLADIKÇA, FİLTRELENDİRDİKÇE, SÖZ KONUSU SORUNLAR, KADINA YÖNELİK SALDIRILAR AZALACAK, YOK OLACAKTIR.”

şeklinde olduğuna göre, lütfen söyler misiniz:

Böyle bir sonucun işe yararlığı nedir ? Şu anda var olan durumu hafifletici, sorunu ortadan kaldırmaya yardımcı olabilecek bir katkısı var mıdır?

Var ve ben anlayamıyor isem, lütfen anlamama biraz daha açarak yardımcı olun. Eğer yok ise, öngördüğünüz teorinin amacı nedir ?


Yaşam alanlarımızda var olan “yüzlerce sorundan yalnızca birini” tartıştığımızı ve çözüme katkısı olabilecek görüş ve öneriler, hatta bir adım ötesi “bizler ne yapabiliriz” i tartıştığımızı belirttim.

Elbette değindiğiniz,

“Türkiye genelinde, erkeğin erkeğe uyguladığı şiddet
Ailenin çocuğa uyguladığı şiddet
Kolluk kuvvetinin uyguladığı şiddet
Öğretmenin uyguladığı şiddet
Kadınların , hatta annelerin, çocuklar üzerinde uyguladığı şiddet”

konularının her biri başlı başına ciddi sorunlardır ve en az tartıştığımız konu kadar önemi haizdirler. Ama buradaki konu yalnızca “kadına yönelik taciz” iken, benim bunlara değinmemiş olmam, bunları göz ardı ettiğim ya da yok varsaydığım biçiminde algılanıyorsa, öyle olmadığı şeklinde bir savunu içine girmeyi hiç te gerekli bulmuyorum. Bu olsa olsa bir “algı” ve algıya dayalı “kişisel yargı” sorunu olabilir.

Bir hukukçu olarak, başlangıçta konu olan olayda, tanık olmadığı halde hüküm giyen cinsel taciz zanlısı meslektaşınızı savunmada gösterdiğiniz hassasiyeti, eşdeğer bir duyarlılıkla “TACİZE UĞRAYAN KADINLARI” savunmakta da göstermeniz beklenirken, hukukçu kimliğinizden sıyrılıp, erkek doğasının buna uygunluğu konusunda teoriler ve bunu savunan bir eksik “SOSYOLOG” kimliğini sahiplenmeniz dikkate değer ve “takdire şayan ! “ bir durum.


Soruları net biçimde sorarak, hiçbir spekülasyana yer vermeden, yanıtlarını olabildiğince açık ve net vermek buradaki varlığımıza bir değer ve anlam katabilecekken ve tartışma alanlarının temel amacına katkıda bulunabilecekken, spekülasyonlarla konuyu boğarak ve başlangıçta sorulan soruyu, ya da ortaya konan sorunu unutarak, uzun ve işe yararlığı olmayan söylemlerle “karşılıklı atışma” konumuna sürüklenmekten ve konuyu izleyenlerin “seyir aracı” haline gelmekten, şahsen ben özellikle imtina etmek istiyorum. O nedenle bundan böyle konuyla ilgili yazılarınıza karşın, doğrudan sizin düşünceleriniz temelinde yanıt ve açıklama olabilecek bir yazım biçimini tekrarlamayacağım.

Benim bu tutumumun adı “alanı terk etmektir” ve alana kişisel tatmin amacıyla gelip alanda “ tek” kalana bir “zafer” duygusu yaşatır. Bu tartışma alanında böyle bir hedefim olmadığı için, bu “zafer keyfini” rahatlıkla size bırakmaktan hiçbir rahatsızlık duymayacağım.

Saygılar.

Merhaba.