Mesajı Okuyun
Old 23-11-2006, 01:11   #3
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Bu konuda açık bir karar bulamamakla birlikte, aşağıdaki kararlardaki kalın ve altı çizili cümlelere bakarsak tescil edilecek olanın da cezaya muhatap olanın da davalı olarak gösterilen işletme veya şirket olduğu anlaşılıyor. Aksi halde davalı şirket sorumlu müdürü vs. açıklanması gerekirdi.
Öte yandan TTK'nun 40. maddesini başlığına bakılırsa "İlgililerin cezai ve hukuki mesuliyeti" başlığını taşıdığı ve bunların cezalandırılmasının "suiniyetle hakikate aykırı beyanda bulunma" şartına bağlandığına göre 35. maddede bahsedilen durumlarda tescili gerekenin işletme veya şahıs oluşuna göre farklı bir uygulama yapılmasının gerektiği sonucu çıkmaktadır.

**************
TİCARET SİCİLİNE TESCİLİN YAPTIRILMAMASI-KAYIT MECBURİYETİ
Karar Tarihi : 31.01.2002
Karar No : 688
Karar Yılı : 2002
Esas No : 8679
Esas Yılı : 2001
Daire No : 11
Daire : HD
**************
(5590 s. TOB. K. m. 9) (6762 s. TTK. m. 35/2, 5) (Ticaret Sicili Nizamnamesi. m. 40)
Taraflar arasında görülen davada Milas Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.07.2001 tarih ve 2001/395 - 539 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 29.01.2002 günde davalı avukatı Oğuz Fikret Şahin gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukat dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı Ticaret Sicil Memuru, Milas'ta ticari faaliyet gösteren davalının 5590 sayılı Kanun'un 9. maddesi gereğince Ticaret Siciline tescili zorunlu olup, davalının yapılan uyarıya rağmen tescil işlemini yerine getirmediğini ileri sürerek, davalı işletmenin re'sen sicile tescilini, TTK'nun 35/2. maddesine göre cezalandırılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, ibraz edilen delillere nazaran, davalının Ticaret Siciline kaydının yapılması zorunlu iken Ticaret Sicil Tüzüğü'nün 40. maddesi gereğince uyarıya rağmen bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesi ile, davanın kabulüne, davalının Ticaret Siciline re'sen tesciline, TTK.nun 35/2. maddesi gereğince takdiren 2.000.000 lira para cezası ile mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekili, TTK.nun 35/5. maddesi hükmü gereğince hükmolunan para cezasını mahkeme veznesine yatırmadığı veya aynı miktarda teminat göstermediği anlaşıldığından davalı vekilinin para cezası ile ilgili temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, 5590 Sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Hakkındaki Kanunu'nun 9 ncu maddesini, 3 üncü fıkrasında; bir merkeze bağlı olduğu halde müstakil bir sermayesi ve muhasebeci bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi olmadığı halde, kendi başına ticari muamele yapan yerlerin şube sayılacağı öngörülmüştür.
Davaya konu mağazanın müstakil sermaye ve muhasebesinin olup olmadığı ve şube niteliğini taşıyıp tanımadığı saptanmadan karar verilemez. Bu durumda, üç kişilik uzman bir bilirkişi kurulu oluşturularak, davalı işyerinin ticari defterlerinin incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin hükmolunan para cezası ile ilgili temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, taktir edilen 250.000.000 lira vekillik ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

**************
TİCARET SİCİLİNE TESCİLDEN KAÇINMA
Karar Tarihi : 24.12.2002
Karar No : 11940
Karar Yılı : 2002
Esas No : 7084
Esas Yılı : 2002
Daire No : 11
Daire : HD
**************
(6762 s. TTK. m. 14,35/2) (5590 s. TOB. K. m. 9)
Taraflar arasında görülen davada (Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 29.03.2002 tarih ve 2000/149-2002197 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı Ticaret Sicil Müdürlüğü, davalının Trakya Bölge Müdürlüğü olarak Hayrabolu'daki işyerini Ticaret Siciline tescil ettirmesi amacıyla davet edilmesine rağmen davete uymadığı gibi imtina nedenlerini de süresi içinde bildirmediğini ileri sürerek, para cezası ile cezalandırılmasını istemiştir.
Davalı Bölge Müdürü, soğuk hava deposu işyerinin satış ve irtibat bürosu olarak işletildiğini, bağımsız tüzel kişiliği bulunmadığını, bu yüzden ticaret sicile tescil yaptırılmadığını, davet yazısını da süresinde yanıt verdiklerini savunarak, davanın reddini istemiş K...T...A.Ş.vekili,Hayrabolu işyerinin depo olarak kullanıldığını, bağımsız sermayesi ve muhasebesi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, işyerinde satışı yapılan ürünlerin şirket merkezinden temin edildiği vergi yükümlüsü olmadığı, ayrı bir muhasebe ve yıl sonu bilançosu düzenlenmediği, bağımsız ticari işletme ve şube olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Ticaret Sicili Memurluğu'nca yapılan ihtara rağmen ticari işletmeyi ticaret siciline tescil ettirmeyen ve tescilden kaçınma nedenlerini de belirtilen sürede bildirmeyen davalının TIK.nun 35/2. maddesi gereğince cezalandırılması istemine ilişkindir.
Davalı vekili, dava konusu işyerinin ayrı bir sermayesi ve bağımsız muhasebesi bulunmadığını, dolayısıyla ticarJ3t siciline tescili gereken bir ticari işletme olmadığını savunmuştur.
Bu tür davalarda mahkemece öncelikle dava konusu işyerinin TTK.nun 14 ve 5590 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca bağımsız bir ticari işletme veya şube niteliğinde olup olmadığının araştırılması, bu araştırma sonucunda davalı yerin ticari işletme olduğu anlaşılırsa davalının yasada öngörülen para cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca tescil istemi bulunulması bile ticaret siciline tesciline karar verilmesi gerekir. Hükme dayanak yapılan ve keşif sonucu serbest muhasebeci mali müşavir tarafından düzenlenen yetersiz rapordaki bazı tespitlerden yola çıkılarak verilen red kararı yerinde değildir. Bu konuda ticaret hukuku, işletmecilik, muhasebe alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak kurul ile 5590 sayılı Kanunun 9. maddesinde öngörülen ve özellikle davalı şirkete ait mağazanın müşteriye icapta bulunduğunun ve bu icap üzerine müşterinin de kabulü ile ticari ilişkinin kurulduğunun bir gerçek olduğu göz önüne alınarak mağazanın kendi başına ticari muamele yapıp yapmadığı kriterinin yeterince araştırılması ve tescil için asıl önemli olan bu yön üzerinde özellikle durulması gerektiği halde yazılı gerekçelerle davanın reddi yerinde görülmemiştir.
Kaldı ki, günümüzdeki elektronik iletişim olanaklarının gelişmesi nedeniyle, ticari işletmeye ilişkin muhasebe işlemlerinin şubelerde dahil olmak üzere bir merkezde bilgisayar ortamında tutulabilmesi imkanlarının bulunması karşısında, şubeler açısından ticari işletme niteliğinin belirlenmesi noktasında muhasebe işlemlerinin şubede veya merkezde tutulmasının artık ayırıcı bir kriter olarak belirlenmesi ve uygulanması doğru olamaz. Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(YKD OCAK 2004-1)
**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.