Mesajı Okuyun
Old 15-02-2007, 13:21   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol Gösterecek Bir Karar(2)

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/1300
K. 2004/10248
T. 25.10.2004
• ŞİRKET ŞUBESİNİN TİCARET SİCİLİNE RE'SEN TESCİLİ TALEBİ ( Mahkemece Yapılacak İnceleme ve Araştırmalar - Muhasebe İşlemlerinin Merkezden Yapılmasının Şubenin Ticari İşletme Niteliğinin Araştırılmasında Ayırıcı Kriter Olmaması )
• TİCARET SİCİL MEMURLUĞU'NUN RE'SEN TESCİL TALEBİ ( Şirketin Şubesi İçin - Mahkemece Şubenin Ticari İşletme Niteliğinin Araştırılması Gereği/Muhasebe Kayıtlarının Şubede veya Merkezde Tutulmasının Ayırıcı Kriter Olmaması )
• MUHASEBE KAYITLARININ ŞUBEDE VEYA MERKEZDE TUTULMASI ( Şubenin Ayrı Ticari İşletme Niteliğinin Tesbitine Etki Etmeyeceği - Şubenin Ticaret Siciline Re'sen Tescili Talebiyle Açılan Davada )
• ŞUBENİN TİCARET SİCİLİNE RE'SEN TESCİLİ TALEBİ ( Şubenin Ticari İşletme Niteliğinin Araştırılması Usulü - Muhasebe Kayıtlarının Merkezde veya Şubede Tutulmasının Ayırıcı Kriter Olmaması )
• TİCARİ İŞLETME NİTELİĞİNİN ARAŞTIRILMASI GEREĞİ ( Şubenin Ticaret Siciline Re'sen Tescili Talebiyle Açılan Davada - Muhasebe Kayıtlarının Merkezde veya Şubede Tutulmasının Ayırıcı Kriter Olmaması )
5590/m.9
6762/m.14,42
ÖZET : Dava, Ticaret Sicili Memurluğu'nca yapılan ihtara rağmen ticari işletmeyi ticaret siciline tescil ettirmeyen davalının ticaret siciline resen tescili istemine ilişkindir. Davalı vekili, dava konusu işyerinin şube olsa da, ayrı bir sermayesi ve bağımsız muhasebesi bulunmadığını, dolayısıyla ticaret siciline tescili gereken bir ticari işletme olmadığını savunmuştur. Şirket şubesinin ticaret siciline tesciline ilişkin davalarda mahkemece, öncelikle dava konusu işyerinin TTK.nun 14 ve 5590 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca bağımsız bir ticari işletme veya şube niteliğinde olup olmadığının araştırılması, bu araştırma sonucunda davalı yerin ticari işletme ya da bunun bir şubesi olduğu anlaşılırsa davalının TTK.nun 42. madde hükmü uyarınca ticaret siciline tesciline karar verilmesi gerekir. Mağazanın kendi başına ticari muamele yapıp yapmadığı kriterinin yeterince araştırılması ve tescil için asıl önemli olan bu yön üzerinde özellikle durulması gerektiği halde yazılı gerekçelerle davanın reddi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, günümüzdeki elektronik iletişim olanaklarının gelişmesi nedeniyle, ticari işletmeye ilişkin muhasebe işlemlerinin şubeler de dahil olmak üzere bir merkezde bilgisayar ortamında tutulabilmesi imkanlarının bulunması karşısında, şubeler açısından ticari işletme niteliğinin belirlenmesi noktasında muhasebe işlemlerin şubede veya merkezde tutulmasının artık ayırıcı bir kriter olarak belirlenmesi ve uygulanması doğru olamaz.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesi' nce verilen 23.10.2003 tarih ve 2003/60-2003/442 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı temsilcisi, davalı şirketin Merzifon Şubesinin ticaret siciline tesciline ilişkin yaptığı davete davalının uymadığını ileri sürerek, şubesinin ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu mağazanın bağımsız bir ticari işletme veya şube niteliğinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, Ticaret Sicili Memurluğu'nca yapılan ihtara rağmen ticari işletmeyi ticaret siciline tescil ettirmeyen davalının ticaret siciline resen tescili istemine ilişkindir.

Davalı vekili, dava konusu işyerinin şube olsa da, ayrı bir sermayesi ve bağımsız muhasebesi bulunmadığını, dolayısıyla ticaret siciline tescili gereken bir ticari işletme olmadığını savunmuştur.

Bu tür davalarda mahkemece, öncelikle dava konusu işyerinin TTK.nun 14 ve 5590 sayılı Kanun'un 9 ncu maddesi uyarınca bağımsız bir ticari işletme veya şube niteliğinde olup olmadığının araştırılması,bu araştırma sonucunda davalı yerin ticari işletme ya da bunun bir şubesi olduğu anlaşılırsa davalının TTK.nun 42 nci madde hükmü uyarınca ticaret siciline tesciline karar verilmesi gerekir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulunun raporundaki bazı tespitlerden yola çıkılarak verilen ret kararı yerinde değildir. Bu konuda ticaret hukuku, işletmecilik, muhasebe alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak kurul ile 5590 sayılı Kanun'un 9 ncu maddesinde öngörülen ve özellikle davalı şirkete ait mağazanın müşteriye icapta bulunduğunun ve bu icap üzerine müşterinin de kabulü ile ticari ilişkinin kurulduğunun bir gerçek olduğu göz önüne alınarak, mağazanın kendi başına ticari muamele yapıp yapmadığı kriterinin yeterince araştırılması ve tescil için asıl önemli olan bu yön üzerinde özellikle durulması gerektiği halde yazılı gerekçelerle davanın reddi yerinde görülmemiştir.

Kaldı ki, günümüzdeki elektronik iletişim olanaklarının gelişmesi nedeniyle, ticari işletmeye ilişkin muhasebe işlemlerinin şubeler de dahil olmak üzere bir merkezde bilgisayar ortamında tutulabilmesi imkanlarının bulunması karşısında, şubeler açısından ticari işletme niteliğinin belirlenmesi noktasında muhasebe işlemlerin şubede veya merkezde tutulmasının artık ayırıcı bir kriter olarak belirlenmesi ve uygulanması doğru olamaz.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.