Mesajı Okuyun
Old 07-01-2011, 09:36   #5
Av.Ertan Uzunoğlu

 
Varsayılan

Kural olarak asıl borç ifa ile veya her hangi bir sebeple sona erer ise ona bağlı olan fer’i haklar da (Kefalet, rehin,faiz v.s) sona erer.( B.K Md.113/1) Bu kuralın istisnaları ise B.K madde 113/2’de belirtilmiştir Bunlar, alacaklının asıl borcun ödenmesini kabul ederken işlemiş faizleri talep etmek hakkını saklı tuttuğunun bildirilmiş olması veya durumun özelliğinden faiz hakkının saklı tutulduğunun anlaşılmış olmasıdır.
Aşağıda bahsedilen kararlardan da anlaşılacağı üzere yüce Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları aynı doğrultuda istikrarla devam etmektedir:
Ø ‘’Davacı asıl alacak için açtığı davada faiz istememiş ise faiz alacağından vazgeçmiş sayılamayacağı, diğer bir anlatımla davacı asıl alacağın ödenmesi için açtığı davada faiz isteme hakkını saklı tutmasa bile, sonradan faiz için ayrı bir dava açabileceği tartışmasızdır. Ancak Borçlar Kanunu’nun 113/2. maddesi hükmüne göre asıl borcun ödenmesi sırasında işlemiş faizleri isteme hakkının saklı tutulmaması durumunda artık faiz istenemez. ’’ ( 21. HD, 5.7.2001 tarih ve 2001/5196 E. 2001/5315 K. )
Ø ‘’Bedel artırım davasında faiz istenmemiş olması , şartları oluşmuşsa , ayrı bir dava ile faiz talep edilmesine engel değildir.”(HD 05, E:1994/013781, K:1994/016518, Tarih:15.09.1994)
İlk davada faizin istenmemiş olması veya faiz isteme hakkının saklı tutulmamış bulunması faiz alacağı yönünden ayrı dava açılmasına engel oluşturmaz.Yeter ki, faiz isteme hakkı devam etmekte bulunsun.BK’nın 113/2 maddesindeki ayrık durumun varlığı halinde faiz isteme hakkı asıl alacağın ödenmesinden sonra da devam eder.( HD 04, E:2001/001802, K:2001/005583, Tarih:28.05.2001