Mesajı Okuyun
Old 08-04-2008, 12:32   #1
üye19576

 
Varsayılan Polisin Terfiinde Anayasa Mahkemesinin son kararı ve etkileri

RÜTBE TERFİLERİNDE SON DURUM-(BEKLENEN HAKLARIN DA KAZANILMIŞ HAKLAR GİBİ BAŞKA BİR İSİMLE KORUMA ALTINA ALINMASI)

I-Polis teşkilatında rütbe terfileri ile ilgili temel düzenlemeler, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Yasasının 55.maddesinde ve bu maddeye dayalı olarak çıkarılan yönetmeliklerde yer almaktadır.
Malesef rütbe terfileri ile ilgili her yıl pek çok dava açılmaktadır. İdare Mahkemelerinde açılan iptal davalarından başka, özellikle somut norm denetimi denen bir yöntemle, açılan bir idari davada, idare mahkemesince Anayasaya aykırılığın, resen veya talep üzerine tespit edilmesine müteakip, davalar Anayasa Mahkemesine de taşınmaktadır.
08.04.2008 günü Resmi Gazete yayımlanan Anayasa Mahkemesinin kararı da, bu konunun son örneğini teşkil etmektedir.
Polis Haber Sitesinin 24.02.2008 tarihli haberinde de belirtildiği üzere, "2001 yılında (B) grubu Polis Amiri olup, en fazla başkomiser rütbesine kadar yükselebilecek 700 Polis Amiri, Emniyet Genel Müdürlüğü' nün Anayasa Mahkemesi kararını yürürlüğe koyarak, Emniyet Müdürü rütbesine terfi etmeyi bekliyor."
Anayasa Mahkemesinin 7.2.2008 tarih ve 2005/38 esas, 2008/53 sayılı, 08.04.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan kararında "3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesini değiştiren 611 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa Mahkemesi’nce iptaline rağmen, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce açılan komiser yardımcılığı kursu sınavına sadece dört yıllık yüksek öğretim kurumu mezunu polis memurlarının başvurabileceği belirtildiğinden, bu sınavda başarılı olarak komiser yardımcılığı kursuna başlayan kişilerde söz konusu kursun sonunda (A) grubu polis amiri olma beklentisi yaratılmıştır. Bu durumda, komiser yardımcılığı kursu devam etmekte iken çıkarılan 4638 sayılı Yasa ile Emniyet Teşkilatı Kanunu’na eklenen geçici 20. maddede, bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından mezun olarak komiser yardımcılığı kursunu bitirenlerin (A) grubunda değerlendirileceği yolundaki düzenlemenin kapsamına anılan Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihte komiser yardımcılığı kursuna devam edenlerin alınmamış olması, hukuk güvenliği ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Açıklanan nedenle, dava konusu kural Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir." gerekçesi ile 5KARŞI OYA, 6 OYLA, yani oy çoğunluğu ile karar verilmiştir.
Kararın Resmi Gazete yayımlandığı 08.04.2008 tarihinden itibaren 1 yıl sonra yürürlüğe gireceği de, anılan kararda belirtilmiştir.

Özetle;
1-3201 sayılı yasaya 06.04.2001 tarihinde eklenen Geçici 20.maddede sadece, 06 Nisan 2001 tarihinden önce kursu bitirenlerin haklarının koruduğu, o tarihte kursta okuyanların haklarının korunmadığı için, Anayasa Mahkemesince iptal kararı verildiği anlaşılmaktadır.
2-06 Nisan 2001 tarihinde, kursta bulunan arkadaşlar, 2008 tarihi itibarı ile 7 yıllık amir sınıfında görev yapan arkadaşlardır.
3-Askerliğini saydıranların ortalama 2 yıllık bir süreyi de amir sınıfında geçirdikleri kabul edilğinde, bu arkadaşların 7+2=9 yıllık amir grubuna girecekleri anlaşılmaktadır.
4-9 yıl görev yapan (B) grubu amir sınıfına dahil bir arkadaş, 6 yıl komiser yardımcılığı, 6 yılda komiser sınıfında görev yapması gerekecektir. Yeni mahkeme kararının 2009 yılında yürürlüğe gireceği tarihe kadar da 1 yıllık yapacağı görev süresini toplarsak, 10 yıl görev yapan bir amir sınıfı personel olacaktır.
5-2009 yılında, 6 yıllık komiser yardımcılığı dönemi bitmiş ve 6 yıllık komiserlik döneminin 4 yılını tamamlamış olan bu arkadaşların, (B) grubu amir sınıfından, (A) grubu amir sınıfına geçeceklerinden, lehe durumun geçmişe etkili olduğuda dikkate alındığında, 4 yıl komiser yardımcılığı, 4 yıl komiserlik dönemlerinin tamamlanmış ve 3 yıllık başkomiserlik döneminin de 2 yılını bitirmiş olacaklarından, 2001 yılında kursta olan 4 yıllık üniversite mezunu kursiyerler, 3201 sayılı yasanın diğer koşullarının da gerçekleşmesi durumunda, 2010 yılında Emniyet Amiri olacaklardır. Kendilerine öncelikle hayırlı olmasını temenni ederim.
6-3201 sayılı yasanın öngördüğü, (B) grubundan, (A) grubuna geçmek için en dikkat çekici kısıtlama ise, 3210 sayılı yasanın 55.maddesinin sondan 3.fıkrasında yer almaktadır. Bu fıkrada " (B) grubundan (A) grubuna geçecek olan amirlerin sayısı, o yıl itibarıyla (A) grubundan Emniyet Amirliği rütbesine terfi edenlerin sayısının % 10'unu geçemez." hükmü yer almaktadır. İlk etapta, bu hükümde de bir adaletsizlik bulunduğu ve dava konusu olabileceği gibi bir durum anlaşılabilse de, bu hususun Anayasa Mahkemesi nezdinde o dönemin Ana Muhalefet partisince dava konusu yapıldığı, bu fıkra ile ilgili olarak açılan davada, Anayasa Mahkemesince 11.6.2003 tarih ve 2001/346 esas, 2003/63 sayılı 8.11.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan kararı ile davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
7-Ancak 2001 yılında kursiyer olan arkadaşlar açısından bu yönde bir kısıtlama olmayacaktır. Zira onlar başkomiser rütbesinde iken, 4 yıllık üniversite mezunu olmadılar. Onlar kursa başlarken 4 yıllık üniversite mezunuydular ve 2001 yılı itibarı ile son Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda (A) sınıfı amir grubuna geçmeleri gerekmektedir. Dolayısı ile, %10 luk kısıtlama bu arkadaşlar için geçerli değildir. 2010 yılında bu arkadaşlar (A) grubu amirler olarak terfiye tabi olacaklardır.
8-%10 luk kısıtlamanın hukuka uygunluk gerekçesi ise, Anayasa Mahkemesince 11.6.2003 tarih ve 2001/346 esas, 2003/63 sayılı 8.11.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan kararında çok net olarak yer almaktadır. Bu kararda, Akademi mezunları ile 4 yıllık üniversite mezunlarının kıyaslamasıda yapılmıştır. Bu konuda doğru yanlış herkes yorum yaptığı için, ben, sadece Mahkeme kararnıın gerekçesinde yer alan ifadelere hiç dokunmadan aynen aşağıda yer veriyorum.
Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesinde "Onuncu fıkrada, polis amirleri eğitim durumlarındaki farklılık gözetilerek (A) ve (B) şeklinde iki gruba ayrılmış, onaltıncı fıkrada, (B) grubu polis amirlerinden en az dört yıllık yüksek öğrenimi bitirenlerin belli şartlarla (A) grubuna geçmelerine olanak tanınmıştır. Maddenin dava konusu olan onyedinci fıkrasıyla da, (B) grubundan (A) grubuna geçecek olan amirlerin sayısının o yıl itibariyle (A) grubundan emniyet amirliği rütbesine terfi edenlerin sayısının % 10’unu geçemeyeceği hükme bağlanmıştır. Maddenin onsekizinci fıkrasında ise, bu şekilde terfi edeceklerin sıralamasında sınav notunun esas alınacağı belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde, (B) grubunda yer alan bir amirin yasada aranan nitelik ve liyakat gibi bütün şartları taşımasına rağmen öngörülen %10’luk kontenjan nedeniyle (A) sınıfına geçemeyeceği, bu durumun Anayasa’nın 2. maddesinde ifade edilen adalet anlayışına ve insan haklarına saygılı devlet anlayışı ile 70. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ifade edilmiştir.
(B) gurubu polis amirliğinden (A) grubuna geçiş konusunda öngörülen koşullarla ilgili olarak Kanunun genel gerekçesinde şu hususlara yer verilmiştir:
“Mevcut kanun ve yönetmeliklere göre, 3 yıllık fiili hizmetinden sonra yapılan sınavda başarılı olan polis memurları, polis amiri olabilmekte ve 4 yıllık herhangi bir yüksek okulu bitirdikleri takdirde, hiç bir şarta tabi tutulmaksızın doğrudan Polis Akademisinden mezun olan amir statüsünü belirleyen (A) grubu polis amiri olabilmektedirler. Yeni düzenleme ile polis memurlarının amirliğe geçiş sürecinde fiili memurluk süresi 3 yıldan 6 yıla çıkarılmış ve (B) grubundan (A) grubuna geçiş belli şartlara bağlanmıştır. Çünkü;
a) Mesleğin çok çeşitli dallara ayrılması, yoğun meslek bilgisi ve tecrübe gerektirdiğinden, personelin 3 yılda gerekli bilgi ve birikime sahip olamayacağı,
b) Emniyet Teşkilatı personelinin rütbelere göre dağılımını gösteren mevcut personel piramit yapısı incelendiğinde, Emniyet Müdürleri rütbesinde yığılma olduğu, alt rütbelerdeki personele ise ihtiyaç duyulduğu, görülmüştür.
Diğer taraftan, sadece 1996 yılında açılan komiser yardımcılığı sınavında 532 polis memuru (A) grubu statüsünü kazanmıştır. Bunların öğrenim durumları incelendiğinde hemen hemen tamamının Açık Öğretim Fakültesinden mezun oldukları görülmektedir. Teşkilatımız bünyesinde çalışmakta olan polis memurlarının yaklaşık % 60’ı halen Açık Öğretim Fakültesinde öğrenimlerine devam etmekte ve her geçen gün bu sayı artmaktadır. 3087 sayılı Polis Yükseköğrenim Kanununun 3 üncü maddesinde ise, Polis Akademisi, Emniyet Teşkilatının orta ve üst kademe amir ve yönetici ihtiyacını karşılayan yükseköğretim kurumu olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, Emniyet Teşkilatının orta ve üst kademe amir ihtiyacını karşılayacak olan yegane birim, Polis Akademisidir” denilmektedir.
Kamu hizmetine girişin ve hizmet içinde yükselmenin koşulları, statü hukukunun gereği olarak kanunlarla belirlenmektedir. Bu durum Anayasa’nın kamu hizmetine girme hakkının düzenlendiği 70. maddesi ile kamu hizmeti görevlileriyle ilgili genel ilkelerin düzenlendiği 128. maddesinden kaynaklanan bir zorunluluktur. Yasakoyucu bir kamu hizmetinde görevin gerektirdiği niteliklerin saptanmasını veya saptanmış niteliklerin değiştirilmesini, Anayasa çerçevesinde kalmak kaydıyla, takdir edebilme yetkisine sahiptir.
Kanunun gerekçesinde de belirtildiği gibi, Yasakoyucu, polis amirlerinin eğitim durumlarına, sayılarına ve kimi rütbelerdeki yığılmalara ilişkin objektif verileri gözönüne alarak, personel piramit yapısını sağlıklı bir yapıya kavuşturmak amacıyla bu statüye ilişkin yeni düzenlemeler getirmiş ve yönetici personel piramidini emniyet hizmetlerinin gereği olarak hedeflenen mesleki nitelikli eğitime dayalı bir yapıya kavuşturabilmek amacıyla (B) grubundan (A) grubuna geçişte % 10 gibi bir oran belirlemiştir. 4638 sayılı Kanun’un Geçici 20. maddesinde yer alan: “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olarak komiser yardımcılığı kursunu bitirenler ile bulunduğu rütbede dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olup (B) grubundan (A) grubuna geçen polis amirleri, (A) grubunda değerlendirilir” şeklindeki kuralla da kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, önceki mevzuata göre (A) grubunda değerlendirilmesi gerekenlere ilişkin kazanılmış haklar korunmuştur.
Buna göre yürütülen kamu hizmetinin gerekleri dikkate alınarak (B) grubundan (A) grubuna geçişte bu şekilde bir oran belirlenmesinde Anayasa’nın hukuk devleti ilkesine aykırılık görülmemiştir. İptal isteminin reddi gerekir."
Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesi ve TBMM sinin bu hüküm ile ilgili madde gerekçesi bu konuda yeterince açıklama getirmektedir. Bundan sonra yapılacak aykırı yorumların, hukuki bir kıymeti olmayacağı gibi, yapıcı değil, yıkıcı eleştiri kapmasında, şahsi veya kurumsal hiç bir kazanım sağlamayacağı açıktır.

II-Ayrıca konu ile ilgili olmasa da, değişikliklerden bahsetmişken, Polis kimliklerinin fotokopilerinin verilmesinin yasaklandığını da belirtmek sanırım yerinde olacaktır. EMNİYET TEŞKİLATI PERSONELİ KİMLİK KARTLARI İLE POLİS KİMLİK KOKARTLARI YÖNETMELİĞİNDE 15.03.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik yapılmış ve Yönetmeliğe ek 2.madde ilave edilmiştir. Anılan madde de "Personel kimlik kartı fotokopileri, yapılan bir işlem nedeniyle ya da herhangi bir amaçla başka kişi veya kurumlara verilemez. Bu durumda, talepte bulunan kişi veya kurumlara yetkili birimlerce düzenlenen "Görev Belgesi" verilir." hükmü yer almaktadır. Yani bankadan kredi çekerken vb. kimlik belgesi sureti istenen yerlere polis kimlik kartının fotokopisi verilmeyecektir. Ayrıca aynı değişiklik içinde Yönetmeliğin 16. ve 17.maddelerinde de kapsamlı değişikler yapılmıştır.
Önder ÖZLEM