Konu: Onlar Ki...
Mesajı Okuyun
Old 10-07-2003, 21:48   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan çocuk hakları ve yasalar

Aşağıdaki yazı, başlıktaki araştırmanın bir bölümüdür; tamamı içn adres : http://www.geocities.com/kemalgokcan/sokak2.html



Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği

YELDEĞİRMENİ SOKAK ÇOCUKLARI UMUT EVİNDEKİ ÇOCUKLARIYLA İLGİLİ KESİTSEL BİR ÇALIŞMA

Ceyda DEDEOĞLU *, Nurşat BAHADIR **

* Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Lisans Öğrencisi, İSTANBUL
** Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi, ANKARA

.....................

ÇOCUK HAKLARI VE YASALAR

Çocuk hakları konusunda en önemli belge Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'dir. Böyle bir sözleşme konusunda ilk öneri 1979 yılında Polonya'dan gelmiş ve 1989 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi doğmuştur.

Bunun yanı sıra, son on yıl içinde, dünyanın değişik bölgelerinde çocukların haklarını korumak üzere çalışmalar yapılmış ve sonuç olarak bazı kurallar ve yasal belgeler ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında "Çocuk Mahkemelerinin Yönetimi Hakkında Asgari Standart Kuralları (Beijin Rules)", "Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri", "Çocuğun Korunması ve Esenliğine İlişkin Toplumsal ve Hukuksal İlkeler Bildirisi", "Acil Durumlarda ve Silahlı Çatışma Halinde Kadınların ve Çocukların Korunmasına İlişkin Bildiri" gibi belgeler bulunmaktadır. Ülkeler, bu belgelerdeki ilke ve kuralların bir kısmını kendi hukuk sistemlerine adapte etmeye çalışmışlardır.

Brezilya’da 1985 yılında "Sokak Çocukları Ulusal Hareketi" oluşturulmuş ve ilk kongre 1986 yılında yapılmıştır. Aynı yıl, hükümet tarafından çocuk ve anayasa komitesi oluşturulmuş, anayasa değişikliği için çalışılmaya başlanmıştır. iki yıl sonra çocuk ve gençlik yasası kabul edilmiştir.

Sokak çocuğu sorununu büyük çapta yaşayan ülkelerden biri olan Bulgaristan'da ise 1995 yılında sokak çocukları ile ilgili bir kararname yürürlüğe konmuştur. Honkong ise 1986'da yaptığı yasal düzenlemelerle çocuk işçiliği konusunda büyük ilerlemeler kaydetmiştir.

1995 yılında ise Bamako'da (Mali) dokuz Batı Afrika ülkesinin 21 kentinde çalışan çocuklar, durumlarını tartışmak üzere biraraya gelmiş ve koşullarını daha iyileştirmek için 2 temel hak sıralamışlardır.

Yasal anlamda çocukların haklarının korunması için ulusal ve uluslararası boyutta çalışmalar sürdürülmektedir. Bu yasaların işlerliğinin sağlanması, sokak çocukları probleminin çözülmesinde büyük katkılar sağlayacaktır.

TÜRKiYE'DE DURUM

Türkiye'de 1940'lı yıllarda yaşanmaya başlanan göç ve kentleşme olguları "'sokak çocukları sorununun" da temeli olarak gösterilebilir. Bu yıllarda "Köprüaltı Çocukları" olarak adlandırılan bu çocuklar dönemin edebiyatında yer aldıkları gibi Türkiye'de çocuklarla ilgili yapılan ilk anket çalışmalarından birinin sujesi olmuşlardır (3).

Türkiye'deki sokak çocuklarının tam sayısı hakkında bilgi sahibi olabileceğimiz bir çalışma bulunmamaktadır. Çocuk nüfusunun genel nüfusa oranı, gecekondularda yaşayan çocuk sayıları, büyük kentlerin gecekondularında yaşayan çocuk sayıları gibi veriler göz önüne alınarak çeşitli değerlendirmeler yapılmaktadır. Gecekondu yaşamının, çocuğun sokağa inmesiyle doğru orantılı bir etken olduğu kabul edildiğinde, Devlet istatistik Enstitüsünün yukarda bahsedilen verileri, istanbul'da 625.000 çocuğun "sokak çocuğu" olma riski ile karşı karşıya olduğunu gözler önüne sermektedir (3). Net rakamlarla ortaya konmasa da; Türkiye'de sokak çocukları sorununun gittikçe büyüdüğü artık herkesin kabul ettiği bir gerçek durumunu almıştır. Yasal açıdan bakıldığında, 1990'da imzalanmış olan "Çocuk Hakları Sözleşmesi" çocukların korunması konusunda önemli bir adım gibi görünse de bunun hayata geçirilebilmesi istenildiği kadar hızlı ve işlevsel olarnamaktadır. T.C. Anayasa'sının 41. maddesinde "Ailenin Korunması" kavramı içinde çocukların korunmasından söz edilmekle birlikte "Çocuk" kelimesi ile hangi yaşlar arasındaki grubun kastedildiği konusuna açıklık getirilmemektedir (1). Korunmaya muhtaç çocukların hukuki açıdan "korunma kapsamına alınabilmeleri ile ilgili Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumunun 2828 sayılı kanunu çocukların bakımları ve yetiştirilmeleri için kurumlara yerleştirilmeleri konusunda çeşitli kısıtlamalar getirmektedir


SAYILAR VE SOKAK ÇOCUKLARI

Sokak çocuklarıyla çalışırken karşılaşılabilecek güçlükIerin başında sokakta yaşayan çocuk populasyonunun belirlenmesi gelmektedir. Sokak çocuğunun net bir tanımı yapılamadığı için çocukların sayısını belirlemek çok zor olmaktadır. Aynı zamanda, sokak çocukları olgusunun bir özelliği, çocukların devamlı hareket halinde olması, durağan bir yaşamlarının olmaması, bu sorunu daha da karmaşıklaştırmaktadır. Bu güçlüklere rağmen çeşitli araştırmalar sonucu bazı veriler bulunmaktadır. 1980'Ii yıllarda yapılan ilk araştırmalar dünyada 80 -100 milyon sokak çocuğu bulunduğunu öne sürmektedir. Bölgesel bazı çalışmalar da sokak çocuklarının sayısı hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Sokak çocukları normal çocuk nüfusunun Meksiko City'de %9'unu, Bangladeş'de %7'sini oluşturmaktadır. Güney Afrika ve Bulgaristan'da sokaktaki çocukların %70'i akşam evlerine dönmektedir. Unicef raporuna göre, tüm dünyada, ailesiyle bağlarını koparmış ve bir barınağa gereksinim duyan çocukların oranı %5 -10 arasındadır (2).

COĞRAFİ DAĞILIMI

Dünya haritasına bakıldığında Latin Amerika'da yoğunlaşma olduğu göze çarpmaktadır. Bu durum, bu bölgede elde edilmiş veri bulunmasından da kaynaklanıyor olabilir. Bölgede sorundan etkilenen ne en yoksul Paraguay, ne de en zengin Venezuella'dır. Sorun Brezilya, Kolombiya ve Meksika gibi orta gelirli ülkelerde yoğunlaşmıştır (2).

Kalabalık nüfusuyla Hindistan'da sorun, kültürel faktörlerin de etkisiyle geniş boyutlara ulaşmıştır. Afrika'da sokak çocukları sorununun yeni başlamasına rağmen çocuk sayısının hızla arttığı görülmektedir. Khartoum'da tahmin edilen rakam 20.000 civarındadır. Endüstri ülkelerinde de durumun pek farklı olmadığı gözlenmiştir (2).

Sorun dünyanın hemen her yerinde benzerlik göstermektedir. Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde farklı nedenlerle çocuklar sokaklarda yaşamakta ya da çalışmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerde sayının azalması sosyal kurumların katkısına bağlanabilir.