Mesajı Okuyun
Old 01-06-2011, 16:59   #16
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Kamer Akgül
Sayın Seven,

Konu açılalı uzun süre geçti ama başlattığım icra takibi ile ilgili olarak gelişmeleri buraya aktararak sizin ve diğer meslektaşların kıymetli tavsiyelerini rica edeceğim.

Ben 2009 yılında 100.000 Alman Marklık alacağı takibe koydum. Borçlar Kanunu 83/2 'Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiilî ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini istiyebilir'. şeklinde düzenleme içeriyor.

Benim takip ettiğim dosyada, davalı yanın itirazı üzerine itirazın kaldırılması davası açtım. Gelen bilirkişi raporundaki bir kısım tespit şu şekilde: 'Davalı alacaklı BK.83 maddesi gereğince seçimlik hakkını kullanarak alacağını TL.ye çevirerek takip talebinde bulunmuş ...Bu durumda 100.000-DM alacağın vade tarihi (25.08.2000) itibarı ile TL.ye çevrilip TL. miktarı üzerinden vade tarihi 25.08.2000'den itibaren takip tarihi olan 11.06.2009 tarihine kadar yasal faiz işletilmek suretiyle dosya hesabı yapılacaktır.

Bilirkişi Merkez Bankasının 25.08.2000 tarihindeki Alman Markı kurunu (301,047) kendisine kıstas alarak asıl alacağı 30.104,70 TL. olarak hesaplamış ve bu asıl alacağa da takip tarihine kadar 85.625 TL. faiz işletmiş.

Oysa BK 83/2 '... alacaklı, bu borcu vade veya fiilî ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini istiyebilir' şeklinde. Ben bu düzenlemeden; alacaklı ya bilirkişi raporundaki tespitler gibi vade tarihindeki Alman Markı kurunu kriter alarak Türk parasına çevrimi yapıp takip yapabilir (Kİ BU DURUM ALACAKLININ ÇOK ALEYHİNE) ya da 2009 yılında takibi başlattığı için ve o dönemde de Alman Markı olmadığı için EURO DÖNÜŞÜM KURUNU kendisine kıstas alarak 100.000 Alman Markının karşılığı (100.000 Mark/1.95583) olan 51.129,1881 Euroyu Türk parasına çevirerek asıl alacağı (yaklaşık 102.000 TL.) oluşturarak bu kısmı vade tarihi itibariyle faiz işletir.

Asıl alacağın oluşturulması sebebiyle 2 kriter arasında 3 kat fark var. Ben 2. kriteri esas alarak takibi başlattım. Bilirkişi raporuna yukarıdaki düşüncelerim çerçevesinde itirazda bulunmak istiyorum. Bu noktadaki önerilerinizi yazarsanız memnun olurum.
Tespitlerimin doğru olmaması durumunda bilirkişinin tespit ettiği asıl alacak ile benim başlattığım icra takibindeki asıl alacak arasındaki fark oranında borçlu taraf vekalet ücreti hakkeder mi?

Saygılarımla

Tespitleriniz yanlış, bu yüzden de fazla talep ettiğiniz miktar bakımından karşı vekalet ücreti ödemek zorunda kalırsınız.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2002/12-1058
K. 2002/1064
T. 18.12.2002
• BORCA İTİRAZ ( Yabancı Para Alacağının ve İşlemiş Temerrüt Faizinin Takip Tarihindeki Kur Üzerinden TL'ye Çevrilerek Takip Talebinde Gösterilmesinin Gerekmesi )
• YABANCI PARA ALACAĞI ( Alacağın ve İşlemiş Temerrüt Faizinin Takip Tarihindeki Kur Üzerinden TL'ye Çevrilerek Takip Talebinde Gösterilmesinin Gerekmesi )
• TAKİP TALEBİ ( Yabancı Para Alacağının ve İşlemiş Temerrüt Faizinin Takip Tarihindeki Kur Üzerinden TL'ye Çevrilerek Takip Talebinde Gösterilmesinin Gerekmesi )
• VADE VEYA FİİLİ ÖDEME GÜNÜNDEKİ KUR ( Yabancı Para Alacaklarında Alacaklının Bu Kurlar Üzerinden Alacağının Ödenmesini Talep Edebilmesi )
6762/m.623,690
818/m.83
3095/m.4/a
2004/m.58
ÖZET : Yabancı para alacaklarında alacaklı vade veya fiili ödeme günündeki kur üzerinden alacağının ödenmesini talep edebilir. Alacaklı takip talebinde yabancı para alacağının takip tarihindeki TL. karşılığını yazması gerekir. Söz konusu eksiklik icra müdürü tarafından giderilemez. Yabancı para alacağının TL.'ye çevrilmesi zorunluluğu yanında vade tarihi ile takip tarihi arasında işlemiş temerrüt faizinin yine yabancı para olarak hesaplanıp takip tarihindeki kur üzerinden TL.'ye çevrilerek takip talebinde gösterilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya İcra Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 7.5.2002 gün ve 424-1396 sayılı kararın incelenmesi davacı borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 24.6.2002 gün ve 12398-13508 sayılı ilamiyle, ( ...Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, alacaklı, yabancı para alacağını takip tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çevirip karşılığını talep ettiğine göre, takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar ticari işlerdeki temerrüt faizini istemesi yasaya uygun ise de, vade tarihinden takip tarihine kadar geçen dönem için yabancı paraya, 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince faiz talep edilebileceği nedeniyle, işlemiş faize yönelik itirazın, bu kurallar dairesinde değerlendirilmesi gerekirken, borçlunun faize yönelik itirazının tümden reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, borca itiraza ilişkindir.

Alacaklı ( davalı ) Seyfullah 15.8.2001 tanzim, 15.10.2001 vade tarihli 2700 ABD Doları bedelli bonoya dayalı alacağı için 1.2.2002 tarihinde borçlu Ali aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yapmış ve 163 örnek nolu ödeme emri borçluya 7.2.2002 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu 12.2.2002 tarihinde borca itiraz etmiştir.

Alacaklı yabancı para alacağını vade tarihindeki kur üzerinden TL.'ye çevirmiş 2700 ABD Doları x 1.594.749 TL. = 4.303.800.000 TL. asıl alacak ve 883.000.000 TL. gecikme faizi olarak 5.186.800.000 TL. talep etmiş ve takip talepnamesine başkaca husus yazmadan sadece "kur farkından doğabilecek fazlaya dair talep haklarını saklı tuttuğunu" bildirmiştir.

Dava konusu bononun incelenmesinde, bono metninde sadece "2700 Amerikan Doları" ibaresi yer almış olup AYNEN ÖDENECEKTİR veya AYNEN ödeneceğine ilişkin bir ibare yer almamıştır.

Türk Ticaret Kanunu'nun 690. maddesi atfıyla uygulanan 623. maddesi uyarınca bononun yabancı memleket parası üzerinden düzenlenmesine olanak vardır.

Bu tür bonoları içeriğine göre incelemek gerekir.

a ) Yabancı para üzerinden düzenlenmiş bonoya "aynen" veya "efektif' kaydı konmuş olabilir. ( TTK. 623/III ) Bu kayıtlar, keşidecinin senedin bedelini bilfiil yabancı parayla ödeyeceğini gösterir. Bonoya "efektif' veya "aynen" kaydı konmuşsa, borçlu ancak bonoda işaret olunan cinsten bir parayı ödemekle borçtan kurtulabilir.

b ) Bono yabancı para üzerine düzenlenmiş olmakla beraber, "efektif' veya "aynen" kaydı taşımıyorsa ( TTK. 623/I ) borçlu senet bedelini yabancı para üzerinden borçlanmakta ancak vadede memleket parası ( TL. ) ile ödemede bulunarak da borcundan kurtulabilir. ( Bkz. Y 19. H.D. 30.6.1994 gün E: 5425 K: 7060, Y 11. H.D. 5.3.1996 gün ve E: 1995/8477 K: 1996/1431, Y. 12. H.D. 20.1.1992 gün, E: 91/6478 K: 146 ).

Bilindiği gibi 23.1.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 Sayılı Kanunun 29. maddesiyle Borçlar Kanunu'nun 83. maddesine bir fıkra eklenerek, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu alacağını aynen, vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği kabul edilmiştir.

Yabancı para alacağı bir kambiyo senedine bağlanmışsa ilke olarak kambiyo senedinde aynen ödeme şartı bulunsun veya bulunmasın, yabancı para alacaklısı, alacağının, vadesinde ödenmemesi halinde, vade veya fıili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödenmesini talep edebilecektir. Bu arada yabancı para üzerinden tanzim edilmiş kambiyo senedinin icraya konulması halinde olaya uygulanması zorunlu İİK.'nun 58'nci maddesinin 2. fıkrasının 3'ncü bendi hükmünün de irdelenmesi gerekir.

Yerleşik görüşe göre İcra ve İflas Kanunu'nun 58'nci maddesinin 3. bendi emredici niteliktedir.

İİK.'nun 58/3 ve 3678 Sayılı Yasa ile Borçlar Kanunu'nun 83 maddesine eklenen fıkrası uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir. Alacaklı takip talepnamesi ile seçim hakkını vade veya takip tarihi itibariyle kullanmış ise sonradan fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesap yapılmasını isteyemez. Alacaklı takip talebinde yabancı paranın takip tarihindeki Türk parasını yazmamışsa, icra müdürü, alacağın Türk parası karşılığını bularak takip talebindeki eksikliği kendiliğinden tamamlayamaz.
Takip talebinde alacaklının yabancı parayı Türk parasına çevirme zorunluluğu yanında yabancı para alacağı için temerrüt faizi talep etmek isterse vade tarihi ile takip tarihi arasında işlemiş temerrüt faizini yine yabancı para olarak hesaplayıp ( 3095 Sayılı Kanun 4/a ), takip tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak talep etmesi gerekir. Takip tarihinden sonra ise alacak Türk parasına çevrildiğinden, alacaklı takip talepnamesinde BK.'nun 83. maddesinde öngörülen fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesine ilişkin seçimlik hakkını saklı tutmamış ise artık yabancı para alacağı üzerinden faiz yürütülemez. ( Bkz. Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Yabancı Para Alacaklarının Tahsili 3. Bası s. 193 ).

Somut olayda, alacaklı takip talepnamesinde vade tarihindeki ABD Dolarını TL.'ye çevirmiş ve ödeme emri takip talebi gibi düzenlenip borçluya gönderilmiştir. Takip talebinde ve ödeme emrinde alacaklı vade tarihi ile takip tarihi arasında işlemiş temerrüt faizini yabancı para olarak hesaplayıp takip tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak yazmamış bulunduğundan, itirazın iptali ve kaldırılması davasında yargı merciileri bu talep ile bağlı olduklarından artık vade tarihi ile takip tarihi arasında yabancı para faizi yürütülmesine yasal olanak yoktur. Takip tarihinden sonra ise kambiyo senedinde yazılı alacağa avans faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesi mümkündür.

Bu durumda vade tarihi itabariyle yabancı para alacağı TL.'ye çevrildiği için vade tarihinden itibaren TL.'ye uygulanan faiz oranlarının uygulanması doğru olduğundan direnme kararı yukarıda yazılı nedenlerle onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı-borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda yazılı gerekçe ile ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına gerek olmadığına, 18.12.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.