Mesajı Okuyun
Old 09-10-2011, 01:59   #38
av.perihan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
21 Eylül 2011 tarihinde sabah gazetesinde Sevilay Yükselir imzası ile yayınlanan makaleyi ve devamında İstanbul Baromuzun 23.09.2011 tarihli cevabi yazısını paylaşıyor; takdir ve değerlendirmeyi kıymetli meslektaşlarıma bırakıyorum.




MESLEKTAŞLARIMIZA VE KAMUOYUNA DUYURU

(http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=6140)

Basında yer alan bir köşe yazısında, avukata yönelik, bilgi ve ciddiyetten yoksun yaklaşımı kınıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında “Ne demek avukatın üstü aranamaz ?” başlıklı, bilgiden ve bütünlükten yoksun, varsayımlarla ve çelişkilerle dolu, bir yazı yayımlanmıştır.
Hatırlatmak isteriz ki avukat, en kutsal hak olan savunma hakkını yerine getiren ve TCK 6.maddeye göre yargı görevi yapan kişidir. Avukat ile ilgili bir takım “farklı” düzenlemeler bir ayrıcalık olmayıp, savunma hakkının korkusuzca ve keyfi engellemeler olmaksızın yerine getirilmesini sağlamak içindir. Bir başka ifadeyle bu “farklı” düzenleme de aslında avukatın bizatihi kendisi için değil, savunma hakkını kullanabilmesi için vatandaşa getirilen bir güvencedir. Yoksa avukatların kendilerini ayrıcalıklı hissetmek gibi bir düşüncesi ve talebi bulunmamaktadır. Nitekim benzer düzenleme hâkim ve savcılarla ilgili mevzuatta da yer almaktadır.
Hal böyleyken, hiçbir bilgiyi yansıtmayan, bu yasal düzenlemeyi “abukluk” gibi garip ve düzeysiz bir ifade tarzı ile niteleyen yazı, gerçekleri yansıtmadığı gibi, savunma hakkının ve onu temsil eden avukatın önemi hakkında hiçbir fikrin bulunmadığını da göstermektedir. Avukatların üstünün aranamayacağı ile ilgili düzenleme “abukluk” olarak nitelenirken; “bir hâkimin ya da savcının bir avukatın canını yakmış olması(!) “, “bir dava dolayısıyla maddeten ve manen çökmüş, bunalım girmiş, bu sebeple de intikam hırsı ile yanıp tutuşan bir avukatın intikam peşine düşmüş olması (!) “ gibi film senaryolarını yansıtan zorlama varsayımlara, Danıştay saldırısı gibi uç ve kötü bir örneğe dayanılması iyiniyet ve mantık kuralları ile bağdaşmamaktadır.
Hukuk ve fikir ürütmek ciddi bir iştir; bilgi ve entelektüel düzey gerektirir. Yazıdan öyle anlaşılmaktadır ki “keşmekeşlik”, anılan düzenlemede değil, bu yazıyı kaleme alan kişinin zihnindedir. Neyse ki ilgili kişi ve kurumlar, bu düzenlemenin “yasadan derhal çıkartılması” gibi ciddiyetsiz çağrılara kulak asmayacak kadar sağduyu sahibidirler.
Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.

ben köşe yazarı hakkında hakaret suçundan suç duyurusunda bulunulması taraftarıyım.basın açıklamasıyla bırakılmamalıydı konu.