Mesajı Okuyun
Old 23-01-2004, 04:55   #16
Gemici

 
Varsayılan

Almanların Karl Valentin adındaki Tiyatro Oyuncusu ve Kabaretistlerinin hoşuma giden bir sözü var. “Söylenecek herşey söylendi ama daha herkes tarafından değil” Milletvekillerinin Dokunulmazlıkları konusundada bu sitede son günlerde yoğun bir fikir alışverişine şahit olduk. Söylenecek herşey söylendi hissi doğuyor okuyanda. Bu yüzden Karl Valentin’in söylediği duruma düşmemek için, yazılanları tekrarlamaktan ziyade, bu yazılanların bazıları üzerinde durup onları yeniden odak noktası yapmayı ve onlar konusundaki düşüncelerimi belirtmek istiyorum.

Örneğin:
1. Sayın Budak konuyu başlattığında hukukçuların bu konuda ne düşündüklerini saptamak için bir anket düzenledi.

Anketlere verilen cevaplar sınırlıdır ve bu cevaplar anketi düzenleyen tarafından belirlenmiştir. Kendi açımdan bu ankete katılmadım, çünkü verilen cevaplar benim bu konudaki düşüncemi yansıtmıyordu. Bu benim ve benim gibi düşünen bir çok kimsenin olaya ilgisizliği ile açıklanmamalı bence.

2. İnsanın yapısından/tabiatındandır, birçoğumuzun belirli konularda bir fikri vardır, değişik sebeplerden dolayı çoğu zaman fikrimizi kendimize saklarız, mecbur olmadıkça açıkça ne düşündüğümüzü söylemeyiz. Aynı fikirde değilseniz okul sıralarındaki durumu göz önüne getirin bir, devamlı el kaldıranlar ve birşeyler söyleyenler olduğu gibi o sorunun cevabını bilipte sesini hiç çıkarmıyan öğrencileri hepimiz biliriz. Kim neye ne zaman cevap verir veya susar başka bir konu bence, gerekirse başka bir forumda/platformda üzerinde tartışabiliriz.

3.
Alıntı:
Sade vatandasin disinda hemen herkesin ayricaligi var. Bence tüm ayricaliklar imtiyazlar kaldirilmalidir.


Ben Milletvekili Dokunulmazlığını milletvekillerine tanınan şahsi bir ayrıcalık olarak görmüyorum. Bu dokunulmazlık herşeyden önce Parlameto/Büyük Millet Meclisi Dokunulmazlığıdır ve Parlamentonun görevini gereği gibi yapması için tanınmıştır, yoksa belirli milletvekillerinin ortada dünyayı ben yarattım diye dolaşıp caka atmaları için değil. Milletvekili görevini her türlü baskıdan arınmış ve hiç bir şeyden korkmadan ve çekinmeden, sadece vicdanına ve şahsi görüşüne dayanarak yerine getirmek zorundadır. Bunu yapabilmek içinde dışarıdan gelen baskılara karşı korunması gerekir.

4.
Alıntı:
Yargi önünde vekilinde, asilinde, zengininde, fakirinde velhasil tüm vatandaslarin esit olmasi gerektigine inaniyorum..


Sayın Seferino sizinle aynı fikirdeyim, yalnız dokunulmazlığı milletvekillerine değil parlamentonun işlemesine yönelik bir kurum olarak gördüğüm için milletvekilinin görevini yapabilmesi için korunması gerektiği düşüncesindeyim. Eğer böyle olmazsa belirli çevrelere ters düşen bazı milletvekilleri devamlı mahkeme veya hapishane yolunda olur ve görevini yapamaz, çünkü onu menfaatlerine zararlı olarak gören birtakım çevreler ipe sapa gelmez olmadık gerekçelerle onun görevini yapmasını engellemeye çalışırlar. Sayın Cumok “Milletin Vekilini iş yapmaktan alıkoyan mı var?” diye soruyorsunuz. Cevap evet var, çünkü millet vekilleri her na kadar “Milletvekili” sıfatını taşıyorsada gerçete Milletin Vekili değil kendisini seçenlerin vekili ve onların menfaatlerinin koruyucusudur bir yerde. Bunu siyasi partilerin yapısına göz attığımızda ve onların neleri ve kimin için yaptıklarını araştırdığımızda görürüz.
.
5.
Alıntı:
Dokunulmazlik evet, ama sadece kürsü de. Bu bizim politikacilarimiza yeter de artar bile.


Sayın Cumok belirttiğim gibi ayrıcalık Milletvekillerine değil Parlamentoya ve onun gereği gibi çalışmasına.

6. Sayın Sbudak basın konusundki görüşleriniz olayı biraz genelleştiriyor bence. Benim bildiğim kadarı ile Türkiyede tek bir Basın yok değişik basın kuruluşları var ve bu basın kuruluşlarının ait oldukları/savundukları bir takım çıkar çevreleri var. Yahutta sadece kendi tiraj yapma kaygıları var. Çıkar çevreleri derken muhakkak maddi çıkar diye bir düşüncem yok. Böyle oluncada belirli basın çevrelerinde Parlamentonun belirli kesimlerine veya Hükumete karşı olan tavrı olağan karşılamak gerekir, eğer olaylara objektif olarak bakmak istiyorsak.

7.
Alıntı:
Diger ayagi ise Sorumsuzluktur. Kürsü dokunulmazligi denen aslinda bu sorumsuzluktur.

Sayın Sbudak Anayasadaki “sorumlu tutulmazlar” kavramını “Sorumsuzluk” olarak nitelendiriyorsunuz. Bu konuda literatürde veya içtihatlarda bir açıklama varmı bilmiyorum. Bildiğim tek şey günlük konuşma dilinde “sorumlu tutulmazlar” ile “sorumsuzluk” arasında büyük bir fark olduğu.

8. Sayın Cumok yurtdışında yaşadığınız gelişmiş ülke hangisi bilmiyorum, eğer söylerseniz orada neler döndüğü konusunda belki benim de bir fikrim vardır. Yalnız şunu söylemek istiyorum, onlar da bizim gibi, oradada insanlar yaşıyor ve onlarında üçkağıtçısı, hırlısı hırsızı iyisi kötüsü var, bizden tek farkları oturmuş ve tıkır tıkır yürüyen bir sistemlerinin olması. Eğer milletvekillerimiz ortada “mafia vari” dolaşıyorsa bu sadece onların kabahati değil, onlara böyle davranmalarını sağlıyanların kabahati.


9. Sayın Seferino “Milletvekili dokunulmazlığı sadece yasama faaliyeti ile ilgili olmalı” fikrinize katılmıyorum. Gerekçe: Dediğim gibi dokunulmazlıkta asıl korunan milletvekili değil parlamentodur. Böyle oluncada ister yasama faaliyeti ister serbest zamanda olsun, eğer dokunulmazlığın kaldırılması parlamento faaliyetini aksatıyorsa dokunulmazlık olmalı derim.

10. Sayın Cumok hiç merak etmeyin yalnız değilsiniz, seslerini çıkarmasalar bile sizinle birlikte olan ve fikirlerinizi paylaşan çok kimse var.

Son olarak bu konuda kendi fikrimi söyliyeyim, milletvekili dokunulmazlığından yanayım, kendini ve haddini bilmez birtakım milletvekilinin ortada dünyayı ben yarattım diye caka atıp dolaşarak aşağılık duygularını tatmin etmeleri için değil, parlamenter demokrasinin bir gereği olduğu için.

Kendini bilmez bazı milletvekillerinin bu caka satmaları problemini belki bazı avrupa ülkelerini örnek alarak çözebiliriz. Örneğin Alman Anayasası Suçüstü durumunda ve suçun işlenmesinden bir gün sonrasına kadar olan tevkiflerde dokunulmazlığı kabul etmiyor. Ayrıca bir kişiye iftira atarak hakarette bulunmayı “sorumlu tutulmazlar” kavramının dışında tutuyor.

Saygılarımla