Alıntı: Yazan Mare Nostrum Merhaba sayın meslektaşlar; Bir limited şirketin 2 ortağı olmasına karşın aslında işleri yürüten bağlantıları sağlayan, kardan büyük oranda pay alan bir gizli ortağı daha vardır. Bu gizli ortağın kağıt üstünde hiçbir imzası vs. bulunmamaktadır. Belli süre sonra gizli ortak şirketle bağlantılarını kesmiştir. Kısaca olay bu şekilde benim merak ettiğimse: 1- Gizli ortağın kendi işleri yürüttüğü dönem için oluşan borçlardan sorumluluğu sağlanabilir mi? 2-Eğer ileride bir alacak davası vs. olursa o zamanki ortakların gizli ortak aleyhine beyanları gizli ortağı sorumlu kılmaya yetebilir mi?

Öncelikle limited şirketlerde şirket ortakları, Türk Ticaret Kanunu kapsamında şirket borcundan dolayı (Kamu borcu hariç) sermaye taahhüt borçlarını ödemiş ise sorumlu değildir. Sermaye borcu varsa, sermaye borcu tutarı kadar şirkete borçludur.


Bu itibarla şirketin gizli ortağı olduğunu yazılı olarak ispat etmeniz halinde bile gizli ortağın, şirket alacaklılarına karşı İİK.277-280. madde hükümleri kapsamında bir muvazaalı işlem olmadıkça sorumlu tutulması mümkün değildir.

Gizli ortaklık hususu, Perdenin kaldırılması teorisi kapsamında Türk Mevzuatında sadece 5411 sayılı Bankacılık Kanununda söz konusu olmuştur ve Bankacılık kanunu 134. (d) madde kapsamında (4389 sayılı kanunun 15/7 a ve b) TMSF'ye karşı sorumlu tutulmaktadırlar.

Bahsettiğiniz husus bankacılık kanunu kapsamında bir ihtilafı içermiyorsa TTK uygulanacaktır ve İİK.277-280 maddeler uyarınca hileli/muvazaalı işlemler olmadıkça da şirket alacaklılarına karşı sorumluluk düşünülemeyecektir. Gizli ortak, kardan büyük oranda pay almaktadır dediğinize göre bu durum -ispat edilmek kaydıyla (salt ortakların beyanı yetmez) - İİK.280 kapsamında hileli bir işlem sayılabilir. (Diye düşünüyorum)

Söz konusu Gizli Ortaklık ilişkisi yazılı olarak ya da başkaca kesin delillerle ispatlandığı takdirde, diğer ortaklarla gizli ortak arasında rücu mekanizması işletilebilir, buna engel yoktur.