Mesajı Okuyun
Old 18-02-2011, 14:10   #4
hewal65

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynep1969
Müvekkilim bir beyaz eşya mağazasından eşya alıyor.Bedelin taksitler halinde ödenmesi için anlaşılıyor.Taksit bedellerine karşılık müvekkilimin eşi senetleri imzalaıyor,müvekkilim de kefil oluyor.2 ay ödedikten sobra ödeme zorluğuna düştükleri için bedeli ödeyemiyorlar.Bunun üzerine açılan icra takibinde senetlere yıllık %120 faiz işletilerek senetler icraya konuluyor ve asıl alacak faizlerle birlikte 3 katına çıkıyor.Müvekkilim 5 günlük borca ve faize itiraz süresini kaçırmış.Sadece fahiş faiz için menfi tespit davası mı açmalıyım?Görüşlerinizi bekliyorum,iyi çalışmalar.

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/3546
Karar: 2008/10759
Karar Tarihi: 18.09.2008

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - MATBU HAZIRLANMIŞ SÖZLEŞME - SÖZLEŞMENİN ON İKİ PUNTO KOYU SİYAH HARFLERLE DÜZENLENMEDİĞİ - SÖZLEŞMEDEKİ TÜKETİCİ ALEYHİNE OLAN HÜKMÜN HAKSIZ ŞART OLDUĞUNUN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Sözleşmenin davacı satıcı tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği görülmektedir. Bu durumda sözleşmedeki tüketici aleyhine olan hükmün haksız şart olduğunun kabulü gerekir.

(2004 S. K. m. 67) (4077 S. K. m. 6, 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A, 11/A, 31) (Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik m. 7)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne; kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, dava dışı Salim ile imzalanan cari hesap sözleşmesi başlıklı sözleşme gereğince davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, yapılan alışveriş bedellerinin ödenmediğini, başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, borcun tamamının ödendiğini, kefalet miktarını 1.000,00. YTL'ye indirdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davalının savunmasını ispatlayamadığı, yapılan alışveriş bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.753,22.YTL asıl alacak ve 688,30.YTL tazminat olmak üzere toplam 3.441,52.YTL için itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak üzerinden aylık % 12 faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve <Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen <tüketici sözleşmeleri en az on iki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ...> hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31. maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde <satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır> hükmü getirilmiştir.

Taraflar arasındaki 16.08.2002 tarihli sözleşmenin özel şartlar başlıklı 6. maddesinin E bendinde; <borç taksitlerinin vadesinde ödenmemesi halinde, aylık %10 faiz hesaplanmasını ve borç yekununa eklenerek icraya konmasını, icra takibinde % 10 avukatlık ücreti ile yargı giderleri ve icra masraflarını ayrıca borcun % 25'i tutarında maktu tazminat ödemeyi müştereken ve müteselsilen ödemeyi kabul ve taahhüt ederler> şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, 18.08.2002 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin davacı satıcı tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği görülmektedir. Davacı, tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi tazminat ve fahiş faiz borcu külfeti altına sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir. Böyle olunca sözleşmedeki % 25 oranında tazminat ve aylık % 10 faiz alınacağına dair hükmün açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla davacının bu sözleşme hükmüne dayalı olarak tazminat ve aylık % 10 faiz istemesi olanaklı olmadığı gibi mahkemece asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık % 12 faiz işletilmesi de doğru bulunmamıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan hususların göz ardı edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 18.09.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları