Mesajı Okuyun
Old 23-05-2008, 11:16   #2
TRINITY

 
Varsayılan

[quote]T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2000/5855
Karar: 2000/8492
Karar Tarihi: 02.11.2000

ÖZET: Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava dışı noterlikçe düzenlenen belgelere dayalı şekilde yasa ve genelgelere uygun olarak düzenlenen belgelere göre davalı bankaca işlem yapılmış bulunması karşısında dava dışı 3. kişinin sahtecilik eyleminden dolayı bankanın sorumluluğunu gerektiren illiyet bağı kesilmiş bulunduğundan davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


(818 S. K. m. 41, 98)

Dava: Taraflar arasındaki davanın Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 07.04.2000 tarih ve 1998/930 - 2000/290 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 31.10.2000 günde davalı avukatı N. Y. gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı.

Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö. Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı bankanın, sahte kimlikle başvuran dava dışı kişinin çek karnesi almak için ibraz ettiği belgeleri gerektiği gibi incelemeden çek karnesi verdiğini, müvekkilinin sattığı mal karşılığında aldığı çekin sahte olması nedeniyle, davacı şirketin zarara uğradığını ileri sürerek zararın tazminini talep etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, dava dışı kişinin noter onaylı belgeler sunduğunu savunmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava dışı İsmail'in kaybettiği nüfus cüzdanına, meçhul kişi tarafından kendi resmi yapıştırılmak suretiyle, İsmail Aslan adına düzenlenen ve noter tasdikli belgelerle kurulan şirket adına çek karnesi alındığı, davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava dışı noterlikçe düzenlenen belgelere dayalı şekilde yasa ve genelgelere uygun olarak düzenlenen belgelere göre davalı bankaca işlem yapılmış bulunması karşısında dava dışı 3. kişinin sahtecilik eyleminden dolayı bankanın sorumluluğunu gerektiren illiyet bağı kesilmiş bulunduğundan davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının REDDİNE, 100.000.000.- lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 2.080.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 02.11.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 1998/6024
Karar: 1999/944
Karar Tarihi: 16.02.1999

ÖZET: Davacının hesap cüzdanının dava dışı Okay G'ün evinde unuttuğu, geri alması için yapılan uyarıyı dikkate almadığı, nüfus cüzdanıyla ilgili bilgilerinde anılan şahıs tarafından elde edildiği, davacının bu davranışlarının hesabından sahte kimlikle para çekilmesi olayına yol açtığı, bu suretle zararın meydana gelmesinde gerekli özen ve dikkati göstermeyen davalı banka ile birlikte (müterafik) kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında mahkemece, davacının müterafik kusuru nazara alınarak Borçlar Kanunu'nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir miktarda indirim yapılması gerekir.

(818 S. K. m. 44) (6762 S. K. m. 3) (3095 s. Faiz K. m. 2)

Taraflar arasındaki Tarsus l.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 18.2.1998 tarih ve 628-52 sayılı kararın Yargıtay incelemesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla duruşma için belirlenen 16.2.1999 günde davacı avukatı Hasan Ay ile davalı avukatı Muzaffer Dikkaya gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdindeki bir ay vadeli hesabındaki paranın, sahte nüfus cüzdanı kullanan eşinin yeğeni dava dışı Okay G. tarafından çekildiğini ileri sürerek, 836.500.000 liranın reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin gerekli özeni gösterdiğini ve davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, hesap azalması sonrasında tüm sorumluluğun davalı bankaya geçtiği ve bankanın bir güven kurumu olarak hak sahiplerinin zararlarını telafi etmeleri gerektiği gerekçesiyle yasal faiz uygulanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Davacının hesap cüzdanının dava dışı Okay G'ün evinde unuttuğu, geri alması için yapılan uyarıyı dikkate almadığı, nüfus cüzdanıyla ilgili bilgilerinde anılan şahıs tarafından elde edildiği, davacının bu davranışlarının hesabından sahte kimlikle para çekilmesi olayına yol açtığı, bu suretle zararın meydana gelmesinde gerekli özen ve dikkati göstermeyen davalı banka ile birlikte (müterafik) kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, davacının müterafik kusuru nazara alınarak Borçlar Kanunu'nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken, anılan husus gözden kaçırılarak zararın tümünden davalının sorumlu tutulması yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Öte yandan, davacı dava dilekçesinde alacağına reeskont oranında gecikme faizi istediğine yanlar arasındaki bankacılık hukukundan kaynaklanan çekişme T.Ticaret Kanunu'nun 3.maddesi uyarınca ticari iş niteliğini taşıdığına göre, 3095 sayılı yasanın 2/3.maddesinde öngörülen gecikme faizi olarak istenebilecek reeskont oranının uygulanması talebinin kabulü gerekirken, alacağa yasal oranda gecikme faizi yürütülmesi yerinde görülmediğinden karar bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Kararın yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı , (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 30.000.000 lira duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, ödediklerin temyiz peşin harçların istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16.02.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

(/quote]
Sayın Meslektaşım,
Yukarıda birbiriyle çelişen iki karar mevcut. Bu nedenle isterseniz hem bankaya hem de kimliği çalan şahsa -şayet yakalandıysa- dava açın.
Saygılar...