Mesajı Okuyun
Old 18-03-2007, 22:51   #4
Av.Ayhan KARAMAN

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım sizinde belirtiğiniz gibi sermaye şirketlerinin vergi borcundan dolayı şirket, mal verlığı ile ilk derecede, şirketin mal varlığı vergi alacağını karşılamadığı takdirde buna ilişkin aciz halini tespiti ile ikinci derecede sorumlu olan yönetim kurulu veya şirketi temsile yetkili ortaklar adına önce tarh, tahakkuk ve ödeme emrinin tebliği gerekmektedir. Bu derecedeki kişilerden de vergi alacağı tahsil edilmediği takdirde yine bu aciz halinin tespit edilerek şirket ortakları adına tarh, tahhakkuk ve ödeme emri tabliğ edilmeli ve ancak bu işlemden sonra kişi özgürlüğünü kısıtlacak işlemler yapabilir, mal varlığına haciz uygulayabilir.Bu konuda dayanak kanun maddesi sizinde belirtiği gibi VUK. 10 VE AATUHK. mükerrer md.35'tir.Ancak hemem belirteyim vergi daireleri bu işlemlerin HİÇ BİRİNİ YAPMADAN DİREKT YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞI KOYABİLİYOR, HACİZ UYGULUYABİLİYOR.Çünkü kanun hükümleri onlar için adeta bir hiç. Sizin olayınızda da müvekkiliniz açısından tarh,tahhakkuk ve tebliğ şartını her zaman olduğu gibi yerine getirilmediği kanaatindeyim.

Bu doğrultuda size müvekkiliniz adına tarh, tahakkuk ve tebliğ şartının yerine getirilip getirilmediğinden emin olmanızı, bu konuda çıkış yasağını koyan vergi dairesinden gerekli araştırmaları yaparak yürütmeyi durdurma talepli, vergi dairesi söz konusu işleminin iptalini vergi mahkemesinden talep etmenizi tavsiye ederim.
Bu arada vergi dairesinde bu keyfi işlemleri yapan memurlar hakkında görevi savsaklama hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmanızı, daha sonrada vergi mahkemesi açılan dava sonunda maddi ve manevi tazminat talepli dava açmanızın ayrıca tavsiye ederim. Bu işlemler sonucunda vergi dairesinde keyfi davranan memurların daha dikkatli ve özenli hareket etmesini sağlıyacağı kanaatindeyim.

Saygılarımla.