Mesajı Okuyun
Old 04-06-2010, 15:15   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

"...paranın hesaba geçmesinden itibaren üçüncü kişinin hakimiyet alanına girdiği, tasarruf hakkı bundan sonra sadece kendisine ait olacağı..." Yönündeki Yargıtay kararına katılıyorum.

Ancak Bülent Bey'in de vurguladığı gibi BK.461/1'de aynen: "Muhil(yollayan), her zaman muhalünlehe karşı havaleden rücu edebilir. Meğer ki havale muhalinlehin menfaati ve bilhassa alacağını tediye için yapılmış olsun!" şeklindedir. Maddenin 2. fıkrasında ise,aynen: "Muhalünaleyh havaleyi kabul ettiğini beyan edinceye kadar muhil ona karşı da havaleden rücu edebilir." şeklinde hüküm mevcuttur.

Bu itibarla havale alıcısının hakimiyet alanına para intikal etmiş olsa bile, havale edenin havaleden dönmesi mümkündür. Havale eden önvcelikle Noterden, havale alıcısına bildirim yapıp, BK.466. madde çerçevesinde hataen ve karşılıksız şekilde yapılan havaleden döndüğünü... ve adı geçen havalenn iadesi yönünde bankaya hitaben iade edilmesi talimatı vermesini, aksi takdirde tüm zararlarını faizi ile birlikte tahsil edeceğini" bildirmelidir.

Bu bildirimin bir örneği de ilgili bankaya Noter kanalıyla iletilmelidir.

Talebin olumsuz karşılanması yahut cevapsız bırakılmas durumunda mahkemeye havale alacaklısı aleyhinde başvurarak, Adı geçen havale alacaklısına borcunun olmadığının tespiti suretiyle karşılıksız havalenin ihtar tarihi iitbariyle işleyecek faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini, kararın kesinleşmesine kadar para üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmelidir, düşüncesindeyim.