Mesajı Okuyun
Old 28-10-2013, 14:55   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Mirastan feragat eden mirasçı, tereke ile ilişkisini tüm olarak kesmiş sayılmaz. Miras açıldığında (TMK. m. 599) borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş yıl içinde mirasbırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar (TMK. m. 530). Öte yandan Mirastan feragat eden, tenkis sebebiyle terekeye bir malı veya diğer bir değeri geri vermekle yükümlü olursa; dilerse tenkise tabi değeri geri verir, dilerse almış olduklarının tamamını terekeye geri vererek mirastan feragat etmemiş gibi paylaşmaya katılır (TMK. m. 516) Görülüyor ki, mirastan feragat edenin mirasla ilişiği tamamen kesilmez.

Iskat edilen şahsın mirasçılık sıfatı kalmaz. (TMK. m. 511/1) Füruu varsa, ıskat füruu etkilemez. Füruu ıskat edilenin yerine geçer (TMK. m. 511/2) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.4.1997 gün ve 1996/2-888 esas, 1997/306 karar sayılı kararına göre de, ıskat edilenin füruu ancak saklı payını isteyebilir.
Bu durumda en iyi yöntemin mirastın gerçek reddi olduğunu düşünmekteyim.Ancak, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler (TMK. md. 617/1). Mirasın kayıtsız koşulsuz reddine ilişkin beyan, tutanakla tespit edilmiş olması (TMK m. 609/3) koşuluyla sulh hakimine ulaştığı andan itibaren sonuç doğurur ve miras bu tarihten itibaren reddedilmiş sayılır. Reddeden mirasçı bu tarihten itibaren mirasçılık sıfatını yitirir.4721 s. TMK.605 ve devamı maddelerine göre, mirasın reddi beyanı, bozucu yenilik doğuran nitelikte beyan olup geriye doğru hükümler doğurur. Mirası reddedenin ölüm gününden başlayarak mirasçılık sıfatı kalkar, tereke borçlarından da sorumlu olmaz. TMK.617. maddeye göre reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.Ancak somut olayınızda red mirasçının kendi borcundan dolayı değil, miras bırakanın borcundan dolayı gerçekleşecek olduğuna göre TMK.617. maddeye dayalı reddin iptali davası açılamayacaktır.KOLAY GELSİN