Mesajı Okuyun
Old 30-03-2020, 16:54   #2
Av.Burak Can Yaz

 
Mesaj

Değerli meslektaşım iyi günler. Yargıtay bu konuda "yazılı sözleşmeyi" esas alıyor. Bunun tek istisnası yer sahibinin kiralananın devrine yazılı muvaffakati olması halidir.

Eğer ki müvekkilinizin yazılı muvaffakati yoksa bu durumda talepte bulunacağınız kişi yazılı kira sözleşmesinde kiracı olarak gözüken kişi olacaktır. Fiili kiracı yönünden herhangi bir dava açmanız durumunda davanız husumet yönünden reddedilecektir. Yargıtay bu konuda sözleşmenin nispiliği ilkesinden hareketle taraflar arasında kurulan sözleşmenin tarafları bağlayacağını kabul ediyor. Dolayısıyla fiili kiracıdan talepte bulunabilecek olan siz değil yazılı kira sözleşmesinde kiracı olarak gözüken kişi olacaktır.

Umarım sorununuza bir nebze olsun cevap olabilmiştir. Son olarak bu konuya ilişkin güncel ve açıklayıcı bir Yargıtay içtihadını da ekliyor ve iyi çalışmalar diliyorum.

"Somut olayda; davacı kiraya veren ile davalı kiracı ... Mak. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 01/10/2004 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin " özel şartlar " başlığı altında düzenlenen 1. maddesinde; " Kiracı taşınmazı amacı dışında kullanamaz, kısmen veya tamamen devir veya ciro edemez, bir başkasının istifadesine sunamaz" şeklinde düzenleme yapılmış olup, sözleşme hükümleri tarafları bağlar.

Her ne kadar, davalı kiracı ... Mak. San. Tic. Ltd. Şti. kira ilişkisini diğer davalı .... Tic. Ltd. Şti. ne devrettiğini ve kira ödemelerinin bu şirket tarafından yapıldığını belirterek, kiracının bahse konu davalı şirket olduğunu, kendisinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunmuş ise de ; kira ilişkisinin, davacı kiraya verenin muvafakati ve yazılı izni ile diğer davalı .... Tic. Ltd. Şti. ne devredildiği hususunu ispat edememiştir.

Kira ödemelerinin davalı .... Tic. Ltd. Şti tarafından yapılmış olması da davacının sözleşmenin devrine onay verdiğini göstermez.

Hal böyle olunca, mahkemece; kira ilişkisinin devredildiğinden bahsedilemeyeceği, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği, yapılan sözleşmenin sadece taraflar arasında hüküm ve sonuç doğuracağı; dolayısıyla, davacı kiraya verenin kira sözleşmesinin tarafı olan kendi kiracısı ... Mak. San. Tic. Ltd.Şti. den talepte bulunabileceği dikkate alınarak, davalı ... Mak. San. Tic. Ltd. Şti. ne karşı dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından, işin esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi ; kira sözleşmesinin tarafı olmayan diğer davalı .... Tic. Ltd. Şti. ne karşı açılan davanın ise husumetten reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş; bozmayı gerektirmiştir."
[ Yargıtay 3. HD. 2017/9121 E. 2019/5470 K. ]