Mesajı Okuyun
Old 03-12-2006, 12:47   #6
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

"Yabancılaşma"nın diz boyu yaşandığı ve içselleştirldiği bu ülkede "uçuk" bir eylem.

Bedensel hiçbir sakatlığım olmamasına karşın "Piza kulesi" gibi yürürüm. On iki yaşımda edindim bu yürüme şeklini. Nedeni "bir erkekle göz göze gelmenin ona cesaret vermek" olacağı öğretilmesi. Dalgın bir anımda değilsem "servi" gibi, hatta yüksek topuklarımla "keklik gibi sekerek" yürüyen ben, nasıl olduğunu anlamadan, kaybettiğim bir şeyi ararcasına yere bakarak yürürüm. (Bir keresinde kaldırımdaki posta kutusuna çarpmıştım)

Aynı alışkanlık yalnız başıma bir restorana, kafeye ya da bir toplantıya gittiğimde karşıma çıkar. Oralarda hemen çantamdan kitap, gazete gibi okunacak bir şey çıkarıp, kimseyle göz göze gelmemeye çalışırım.Bu da öğretildi bana. Oysa dışa dönük, cevval bir insanım. Kimseden de korkmam.

Böyle bir eyleme katılacağımı sanmıyorum. Deneyecek olanlara kolay gelsin.