merhaba...şöyle ilginç bir durum: müvekkilim emeklilik yaşı geldiğinde ve başvurusunu yaptığında, nüfus müdürlüğünden aldığı kayıtta 2005 yılının 5. ayında öldüğünü öğreniyor. yaptığı araştırmada, yeşil kart ile istanbuldaki bir hastanede (devlet hast.) tedavi olan kendisi ile aynı ada sahip bir şahsın öldüğünü, şahsın kimlik bilgilerinin TC numarası dahil kendisininki ile aynı olduğunu ve hastanede tedavi görürken öldüğünü, hakkındaki ölüm tutanağına istinaden nüfusuna "ölüm" kaydının düşüldüğünü öğreniyor.(bu arada ölüm tutanağında:"nüfus cüzdanı yoktur" ibaresi de mevcut. Hatta sahipsiz olduğu için İst.Üniv.Cerrahpaşa Tıp Anatomi Kürsüsüne dahi ölüyü teslim etmişler.Müvekkilim bu hastaneye hayatında hiç uğramamış, yerini dahi bilmiyor, kimliğini de hiç kaybetmemiş, yani bu durumun nasıl olduğuna akıl sır erdiremiyor. Durumun düzelilmesi için Asliye Hukuk Mahk. de davayı açtık........ ŞİMDİ SORUM ŞU: kişi sağ olduğu halde, hiç uğramadığı bir hastanede ölen kimsesiz biri için, kendisi ölmüş gibi, kimlik bilgileri kullanılarak tutanak tutulması ve bu sebeple emekli olabileceği halde olamaması, emekli olacak diye ayrıldığı işine de geri dönememesi, sosyal sigortanın sağladığı sağlık imkanlarından hem kendisinin hem de eşinin faydalanamaması, bu arada hastalandıklarında kendi imkanlarıyla tedavi olmak zorunda kalmaları, kirada oturup da ev kirasını dahi ödeyememesi, başka bir geliri de olmadığından maddi ve manevi anlamda çok zorluk çekmiş olması sebebiyle açılabilecek maddi-manevi tazminat davasını KİM e yönelteceğiz? ADLİ YARGI yoluna mı yoksa İDARİ YARGI yoluna mı başvurabiliriz ve TAZMİNAT MİKTARI "NEYE GÖRE" belirlenecektir? maddi tazminat için delillerimiz ne olabilir? şimdiden tüm meslektaşlarıma teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim...