Mesajı Okuyun
Old 23-03-2010, 20:52   #2
Av.Cihan Nuri

 
Varsayılan

sayın meslektaşım. bu konu ile ilgili elimde dava dilekçesi yok ama bir tane yargıtay kararını sunuyorum.



T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/2781

K. 2008/4226

T. 28.3.2008

• KOMŞULUK HUKUKUNA AYKIRI DAVRANIŞLARIN KAL SURETİYLE GİDERİLMESİ ( Davalı Tarafa Bilirkişi Raporunda Yapılması Gerekli Hususlar Okunarak Bacasını Islah Edip Etmeyeceğinin Sorulması Gereği - Elatmanın Önlenmesi )

• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Ocağın Davacı Taşınmazına Zarar Vermeyecek Biçime Getirilmesi Olanaklı Görüldüğüne Göre Davalı Tarafa Bilirkişi Raporunda Yapılması Gerekli Hususlar Okunarak Bacasını Islah Edip Etmeyeceğinin Sorulması Gereği )

• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Komşuluk Hukukuna Aykırı Davranışların Kal Suretiyle Giderilmesi - Davalı Tarafa Bilirkişi Raporunda Yapılması Gerekli Hususlar Okunarak Bacasını Islah Edip Etmeyeceğinin Sorulması Gereği )

4721/m.737,683


ÖZET : Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların kal suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir. Aynı raporda, oluşan olumsuz koşulların ortadan kaldırılması için de, dava konusu ocak ve bacada yapılması gerekli tadilat ve iyileştirmelerin neler olduğu belirlenmiştir. Buna nedenle, bilirkişi raporunda ocağın davacı taşınmazına zarar vermeyecek biçime getirilmesi olanaklı görüldüğüne göre, davalı tarafa bilirkişi raporunda yapılması gerekli hususlar okunarak bacasını ıslah edip etmeyeceği sorulmalıdır. Islah edeceğini bildirmesi halinde, yeterli uygun süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.11.2003 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, 15 parsel sayılı taşınmazına komşu 13 parsel maliki davalının, taşınmazında bulunan ocağı yaktığında, evini duman kapladığından ve yangın tehlikesi oluşturduğundan davalının taşınmazındaki ocağın ve bacanın kapatılmasını istemiştir.
Davalı, davacının binasının kaçak olduğunu, davacı taşınmazında da ocak ve baca bulunduğundan, yıllar önce yapılmış ocak nedeniyle yangın tehlikesi yaşamadıklarından davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalıya ait 13 parsel sayılı taşınmazda bulunan ocak ile bacanın yakılması halinde yangın tehlikesi yaratacağı, çevre kirliliğine yol açacağı ve bu durumdan davacının zarar göreceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların kal suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir.
Gerçekten Türk Medeni Kanunu'nun "komşu hakkı" başlıklı 737. maddesinde, anılan kanunun mülkiyet hakkını kullanma yetkisini belirleyen 683. maddesine sınırlama getirilmiş ve bu hükümle taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkiler kullanılırken, özellikle de işletme faaliyeti sürdürülürken malikin komşularını etkileyecek taşkınlıklardan kaçmakla yükümlü olduğu vurgulanmıştır. Yasanın 737. maddesindeki taşkınlıktan amaç, komşuların olağan hoşgörü sınırlarını aşan ve komşunun kendisi ve ailesiyle taşınmazı zararına aşırı derecede etkili olabilecek iş ve eylemlerdir. Bu eylemlerin saptanmasında taşınmazın bulunduğu yerin, kullanma amacının, niteliğinin konuya ilişkin düzenlemelerin eğer yasal boşluk varsa mahalli örf ve adetlerin gözönünde tutulması gerekir. Kısaca denilebilir ki, taşkın kullanım sayılan fiilin hukuka aykırı olması bu fiil ile bir zarar meydana getirilmesi ve zararla taşkın kullanım arasında illiyet bağı bulunması hallerinde o taşınmaz malın komşuluk hukuku ilkelerine aykırı kullanılması söz konusudur. Bu genel açıklamadan sonra somut olaya gelince;
Gerek davacıya ait 15 parsel sayılı taşınmaz, gerekse davalıya ait komşu 13 parsel belediye hudutları içerisinde yerleşim yeri olarak kullanılan taşınmazlardandır. Hükme esas alınan çevre mühendisi, inşaat mühendisi ve itfaiye görevlisi bilirkişilerin düzenlediği 01.10.2007 günlü raporda, dava konusu ocağın yakılması halinde geçici hava kirliliği ile bacadan çıkacak kıvılcımların yangın tehlikesi oluşturacağı belirtilmiştir. Aynı raporda, oluşan bu olumsuz koşulların ortadan kaldırılması için de, dava konusu ocak ve bacada yapılması gerekli tadilat ve iyileştirmelerin neler olduğu belirlenmiştir. Buna nedenle, bilirkişi raporunda ocağın davacı taşınmazına zarar vermeyecek biçime getirilmesi olanaklı görüldüğüne göre, davalı tarafa bilirkişi raporunda yapılması gerekli hususlar okunarak bacasını ıslah edip etmeyeceği sorulmalıdır. Islah edeceğini bildirmesi halinde, yeterli uygun süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, kararda yazılı olduğu biçimde hüküm verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


kaynak: kazancı içtihat bilgi bankası