Mesajı Okuyun
Old 09-01-2010, 09:39   #2
Themis99

 
Varsayılan

Sayın konuk,
Birebir belirttiğiniz şekile uygun bir kanun hükmü bulunmasa da gerek 4320 sayılı yasa gerek Aile Mahkemelerinin Kuruluşu hakkında ki Kanun ve gerekse Türk Medeni Kanunu hükümleri hakime evlik birliğini korumaya yönelik uygun gördüğü tedbirleri alma yetkisi tanımış bulunmaktadır.
Bu tedbirlerden birine hükmedilmesi yönünde aile mahekemesine müracaat edilebilir.
Medeni Kanunun 161 .maddesi
Alıntı:
'' Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur ''
hükmünü havi bulunmaktadır.

Evlilik birliği içerisinde eşler birbirine sadakat göstermek zorundadırlar. Özel hayat evlilik birliğinin yüklediği sorumluluklar çerçevesinde düşünülmelidir.Kanımca Eş '' bu benim özel hayatım, istediğim davranışı sergilerim,sen karışamazsın '' deme hakkına bir noktadan sonra sahip değildir. Arkadaşlık sınırlarındaki algılamalar yada normal arkadaş ile geliştirilen davranışlar örf ve adet ,dünya görüşü,alınan eğitim ve benzeri sebeplerle genişleyebilir yada daralabilir. Ancak, bir takım davranışlar bu sınırların aşıldığını ve eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını gösterebilir. Elele yürümeler, başbaşa yemek yemek, birlikte seyahat etmek,elele dizdize oturmak, ve benzeri. Eşlerin arkadaşlık sınırları sadakat yükümlülüğü ile sınırlıdır.
Eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaka olduğuna dair emareler var ise bu durumda gerek yukarı da zikrettiğimiz Medeni Kanun madde 161 gerekse evlilik birliğinin temelinden sarsılması başlıklı 166 maddesi hükmü uyarınca boşanma davası açılabilir.
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere evlilik birliğinin korunması yönünde mahkemeye müracaat etme hakkı bulunmaktadır.
Medeni Kanun madde 195 birliğin korunması başlığını taşımakta olup
Alıntı:
'' Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.
Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.

Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.''
demektedir.

Ancak,bir takım davranışların , eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının affedildiği,bu nedene dayalı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığı , katlanılmaz bir hal almadığı,bu davranışların hoşgörü ile karşılandığı olgusunu da gündeme getirebileceği;bu affedilme, hoş karşılama durumunun ileride kullanılacak haklar yönünden arzulanmayan durumları ortaya çıkarabileceği hususu göz ardı edilmemelidir.

Sayın Konuk,
Bir çok olasılık gündeme gelebilir.Bu nedenle,
Sorununuzun her aşamasında mutlaka bir avukatın birebir hukuki yardımından yararlanmanız, mali durumunuz uygun değil ise bulunduğunuz ilin baro adli yardım bürosuna müracaat ile bir avukatın ücretsiz hukuki yardımını talep etmeniz haklarınızı güvenle kullanmanız açısından önemlidir.
Saygılar.