Değerli hukukçular,

Demokrasinin ve hukuk devletinin ülkemizde "sözde" kaldığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne seren bir durumla karşı karşıyayız.Hukukun her alanda ihlal edildiği ve "yaptık oldu" felsefesinin işlediği bir sistemde, Adalet Bakanlığı gibi hukukun savunucuları olacak hakim ve savcıları yetiştiren, göreve başlatan bir kurumun da bu geleneği sürdürmesi, hukuk devleti ve başlıbaşına hukuk adına üzüntü vericidir.
Adalet Bakanlığı bu yıl hakimlik sınavlarının (İdari ve Adli Yargı olmak üzere) sırasıyla 17 Ekim ve 24 Ekim'de yapılacağını ilan etmiş ve son başvuru tarihlerini de sırasıyla 27 Ağustos ve 3 Eylül olarak belirtmiştir. Oysa Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ve muhtemelen başka fakültelerde de bütünlemelerin yapılıp sonuçları ilan edildiğinde, bundan sonra da son sınıf öğrencileri çıkış belgelerini aldığında bu tarihler çoktan geçmiş olacaktır. Bunun anlamı ise yalnızca bir dersten bütünlemeye kalan öğrencilerin bu sınavlara giremeyecek olmasıdır. Adalet Bakanlığı, yıllar yılı bu sınavları, fakültelerin bütünleme tarihlerini de göz önüne alarak Aralık, Mart gibi aylarda yapmaktaydı.En erken sınav Kasım ayında yapılmış, buna benzer bir sorunun dile getirilmesi üzerine bir seferinde de İdari Yargı Hakimiği sınavı ertelenmişti.Dört yüz Adli Yargı, yüz elli İdari Yargı olmak üzere toplam beş yüz elli kişinin alınacağı bu sınavlar, hukuk öğrencilerinin ve dekanların tüm başvurularına rağmen ertelenmemiş, bakanlığın bu tutumu ise haklı olarak farklı yorumlara yol açmıştır. Çoğu hukukçular, bunun hükümetin kadrolaşma politikasının en açık göstergesi olarak yorumlamışlardır.Özellikle Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerini bu sınava almama amaçlı bu garip politika karşısında tüm hukukçuları duyarlı olmaya davet ediyorum.