Mesajı Okuyun
Old 31-03-2006, 18:27   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
E:2002/119
K:2002/212
T:22.01.2002
• ŞUFALI PAYIN DEĞERİNİN TESBİTİ -OBJEKTİF İYİNİYET KURALI
• ŞUFALI PAYIN DEĞERİNİN EKONOMİK VE OBJEKTİF NEDENLERLE DEĞİŞMESİ
ÖZET : Diğer paydaş ile davalı arasında gerçekleştirilen ve şufa hakkının kullanılmasına yol açan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden uzunca bir süre geçtikten sonra açılan şufa davalarında, davacı paydaşın ekonomik ve objektif nedenlerle değişmiş yeni bedeli ödemeksizin, sözleşmede gösterilen eski bedelle, payın tescilini talep etmesi objektif iyi niyet kuralı ile bağdaştırılamaz. Böyle bir davranış, davalıyı zorunlu olarak elinden çıkardığı gayrimenkul payı yerine, eline geçen para ile aynı nitelik ve değerde bir başka gayrimenkul edinmek imkanından yoksun bıraktığı için adaletsiz ve hakkaniyet duygusunu zedeleyici bir sonuç yaratır.
( 743 s. MK. m. 2, 658, 659 )
( 4721 s. MK. m. 2, 732 )
( YİBK. E : 1949/13, K : 1951/5, T: 20.06.1951 )
( YİBK. E : 1990/4, K: 1991/3, T: 08.11.1991 )
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şufa davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava şufalı payın iptali ile tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, bozma kararının gereğinin yerine getirilmiş olmasına süre ve taksim savunmasının kanıtlanamamış bulunmasına göre davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamını dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bedele ilişkin temyize gelince;
Şuf'alı pay 18.11.1997 tarihinde davalıya satılmış, davacı ise 12.11.1998 günü dava açarak, payın iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalı, şuf'alı payların değerinin yeniden tesbitini savunmuştur.
Uyuşmazlık, şuf'a bedelinin satış tarihindeki bedel mi, yoksa dava açıldığı tarihte saptanacak bedel mi olacağının tesbitinde toplanmaktadır. Şuf'a bedelinin satışı ile, davalı arasındaki anlaşmada kararlaştırılan bedel olması gerekeceğine dair yasada bir açıklık yoktur. Bu nedenle objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, satıştan uzunca bir süre geçirildikten sonra açılan şuf'a davalarında, davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması icap eder. 20.06.1951 gün ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da hakimin hükümden önce tayin edeceği uygun bir süre içinde şuf'a bedelinin yatırılmasına karar vereceği, daha sonra kaydın düzeltilmesine hükmedeceğinin açıklanması, bu görüşü doğrulamaktadır.
Özellikle, diğer paydaş ile, davalı arasında gerçekleştirilen ve şuf'a hakkının kullanılmasına yol açan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden uzunca bir süre geçtikten sonra açılan şuf'a davalarında, davacı paydaşın ekonomik ve objektif nedenlerle değişmiş yeni bedeli ödemeksizin, sözleşmede gösterilen eski bedelle, payın tescilini talep etmesi M.K.nun 2.maddesinde tanımlanan objektif iyi niyet kuralı ile de bağdaştırılamaz. Böyle bir davranış, davalıyı zorunlu olarak elinden çıkardığı gayrimenkul payı yerine, eline geçen para ile aynı nitelik ve değerde bir başka gayrimenkul edinmek imkanından yoksun bıraktığı için fevkalade adaletsiz ve hakkaniyet duygusunu zedeleyici bir sonuç yaratır. 8.11.1991 gün 1990/4-1991/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da, iyi niyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle def'i değil, itiraz niteliğinde bulunduğu vurgulandığından bu nitelikteki bedele yönelik iddianın yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkündür.
Açıklanan nedenlerle, şuf'a hakkının kullanıldığı tarihte şuf'alı payın değerinin tesbit edilip bedelin yatırılmasına hükmedilmesi gerekirken, satış tarihindeki şuf'a bedelinin yatırılmasına karar verilerek davanın kabulü hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 22.01.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.