Mesajı Okuyun
Old 25-12-2006, 21:14   #7
Admin

 
Varsayılan

Değerli Üyeler,

Gelin bir değişiklik yapalım: Gelin en azından bu habere "duygularımızı" yazmayalım! Ahlarla, vahlarla, "yazık olmuş gencecik kıza" mesajlarıyla, başsağlığı iletileriyle bir yere varamadık, varamıyoruz, varamayacağız. Bu mesajları her sitede, her forumda yazıyorlar, en basitinden haberi yayınlayan milliyet gazetesinin sitesinin habere yorum bölümünde bu tip duygusal yorumlardan yüzlercesi var.

Biz hukuk sitesiyiz ve hukukçularız. Biz sadece üzüntülerimizi değil, çözümü de paylaşmak için konuşabiliriz. Biz "Derya Samancı"yı geri getiremeyiz, ama söylediklerimizle, yaptıklarımızla, önerilerimizle bir sonraki benzer olayın kurbanının hayatta kalmasını sağlayabiliriz. Gelin bunu yapalım.

Bakınız haber içinde güzel bir detay var, diyor ki:
Alıntı:
Olayla ilgili olarak görüşüne başvurduğumuz İstanbul Üniversitesi Ceza Hukuku öğretim üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer şunları söyledi: "Tehdidin tekrarlanması durumunda, mutlaka tedbir almak gerekir. Bazı olaylarda tehdidi yapanların ruhsal dengesizliği söz konusudur. Bu nedenle böyle kişiler üç haftaya kadar gözlem altına alınabilir. Ancak önemli olan resmi makamlara verilen yetkilerin etkili biçimde kullanılmasıdır. Bu yetkiler kullanılmaz ve bu nedenle kişiler zarar görürse, zarar gören insanlar devlete karşı tazminat davası açabilirler. Ayrıca yetkiler kasten kullanılmamış, kasten ihmal edilmişse bu da bir suç olur."

İşte bu bir hukukçu yorumudur. Gelin bunları konuşalım: Hangi devlet görevlisi suç işledi? Bu ölümde Polisin, Savcının rolü nedir? Kusuru olan görevlilere karşı hangi yollar işletilebilir? Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı benzer olayların bundan sonra olmaması için hangi önlemleri alabilir? Yasalarda, yönetmeliklerde ne değiştirilebilir? Emniyet Müdürlüğü benzer olayları engellemek için alt kademelere nasıl bir talimat verebilir? Tehdit suçlarının cezai takibi nasıl yapılabilir, müeyyideleri nasıl belirlenmelidir?

Biz bunları konuşmalıyız. Biz fikir üretmeliyiz. Biz ürettiğimiz fikirlerle benzer olayların bir daha olmamasını sağlamaya çalışmalıyız.

Kederli aileye başsağlığı dileyecek, faile lanet okuyacak, taziyelerini ve üzüntülerini bildiren çok insan olacak ama onlar bizim sahip olduğumuz çözüm ve fikir üretebilme gücüne sahip olmayacak. Bırakın duygularını o insanlar paylaşsın, biz hukukçular daha önemli ve daha zor birşey yapmayı deneyelim: duygularımızı bir kenara bırakıp, somut çözümler ve önerilerle bir sonraki kurbanın hayatını kurtarmaya çalışalım.