Mesajı Okuyun
Old 22-04-2009, 23:20   #47
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Elmalarla armutların matematikte aynı sepete konulmayacağını biliriz. Hukukta elmalarla armutlar aynı sepete konabilir. Hatta yaz meyveleri de konabilir. Elma 'ya elma, armut'a armut diyebilecek objektiflik ve muhakeme gücününün olması ve bunların farklı farklı şeyler olduğunu bilmek, bir hukukçu için yeterlidir.


Sevgili "Saim",

Herkes siyah ile beyazı ayırabilir; hukukçu ise GRİ ile GRİNİN TONLARINI DA ayırabilmelidir.


Öncelikle o konuşmanın geçtiği dava duruşmasına ilşkin genel bilgi vermek istiyorum.
Davanın duruşmalarına baro gözlemcisi çoklukla katılıyor, bilgileri yetki kullanan sorumlulara aktarıyor. (DGM) binasındaki duruşmalarda çok sanıklı işler yığılabilmekte, bazan ise az sanıklı işler yürütülmekte, cübbe yetiştirmek o an için olanaksızlaşabilmektedir.
Bunun nedenleri arasında cübbesini yanında taşıyan avukatların az veya hiç olması; il dışından gelen avukatların olması; aynı ilde uzak yerden gelen avukatların olması; cübbelerin kaybolması gibi çeşitlemeler sayılabilir.

Avukatların duruşmalarda cübbe giymesi yasal zorunluluktur, ancak hukukta istisnalar da vardır. Somut durumu hesaba katmayan bir hukukçu bir karara ulaşacaktır, ancak o karar asla adil olmayacaktır !

Somut durum:

O duruşmanın yapıldığı (DGM) Binası içerisinde ve fakat duruşma salonu dışındaydım. Bilmeyenler için yazalım; ilk girişteki yaklaşık 40 m2 koridor alanına açılan 3(üç) duruşma salonu ve ayrıca 9 m2 (Baro Odası denilen) avukat bekleme odası, polis noktası ve iki adet tuvalet bulunmaktadır. Salon koridor girişi basık, nefes almayı zorlayacak kadar havasız, karanlık (ışık yetersiz), oturma yerleri kısıtlı ve sürekli uğultu gürültü olan bir yer.
Aynı gün aynı saatte yan odalarda da adalet dağıtma işi vardı, hem de kalabalık sanıklı ve çok çok kalabalık dinleyicili biçimde. Bekleme odasından cübbe alıp ilk duruşmaya giden avukatın o duruşma boyunca bir de KAPI KİLİTLENMESİ nedeniyle geç saatlere kadar cübbeyi getiremediğini bilmeliyiz.

Baro'nun orada hazır ettiği cübbelerin yetersizliği, duruşma salonu içinde tartışmaya yol açmıştır. Öyleyse yasal kılık olan cübbeyi edinemeden duruşma salonunda bulunan avukatların durumunu değerlendirirken objektif ve adil olmak, koşulları bilmeden yazanlar değil, koşulları bilen mahkeme yargıcı açısından zorunluluktur.

Hiçbir avukat duruşma salonu gardıroptur dememiştir ve deneyimli avukat üstadımızın konuya pratik çözüm önerisini çürütmek için yargıcın kullandığı o söz, konuyu zerafetle çözmeye elverişli olmamıştır, değildir.

Duruşma salonu içerisindeki olumsuz koşulları, adil yargılama yapılmasını engelleyen sıkıntıları çözmeyen mahkeme heyetinin, salt cübbe konusunda ek tartışmalara yol açmış olmasını da yargılamada bir bütünlük içinde değerlendirmek gerekir.

Yukarıdaki polemiklere değini yaparcak olursak, fiziksel olarak cübbe bulamadığı için duruşma salonuna gelebilmiş olan avukatı, 'yargı görevi yapan' (5237s.TCK.m.6) sayarak ve 6 ay veya 9 ay sonra girilen duruşmada, mahkemenin bilgisi içerisinde, savunma görevini yapmaktan alıkoymamak gerektiği gibi; avukatın görevini yapmasının sağlanması sırasında da avukatlara saygılı ve zarif davranılması, bunu yapana saygı uyandıracaktır.

Savunma makamındaki avukatlara saygılarımla.

Ömer Kavili
Avukat Hakları Merkezi yöneticisi