Mesajı Okuyun
Old 15-07-2010, 16:23   #8
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Ve son karar:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/4593
Karar: 2006/6416
Karar Tarihi: 13.06.2006

Dava: Kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.M.Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Uyuşmazlık, İİK.'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir. Mal, hak veya alacağın borçlu elinde haczedilmesi durumunda üçüncü kişi tarafından açılacak istihkak davasında davalı kural olarak takip alacaklısıdır. Bu nedenle istihkak davası açılırken dava dilekçesinde takip alacaklısının davalı gösterilmesi gerekir.

Dava dilekçesinde, maddi hata sonucu takip alacaklısı yerine başka bir kişinin davalı gösterilmesi, davanın gerçek takip alacaklısı huzurunda görülmesine engel değildir. Çünkü davacının amacı, dava konusu mala haciz koyduran alacaklıyı dava etmektir. Maddi hataya dayalı yanlışlıkların HUMK 80. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkündür. Bu nedenle, dava dilekçesinde, gerçek takip alacaklısı yerine, maddi hata sonucu başka bir kişinin davalı gösterilmesi durumunda üçüncü kişiye gerçek takip alacaklısının davaya katılmasını sağlamak üzere uygun bir süre verilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamanın sürdürülmesi gerekir.

Somut olayda takip alacaklısı M. olduğu halde, davacı üçüncü kişi tarafından alacaklı vekili Avukat Ö.S.'nin davalı alacaklı gösterilmek suretiyle dava açıldığı, incelenen takip dosyası ile dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dava dilekçesinde açıkça İcra dosyasının numarasının belirtilmesine ve istihkak davasının kabulünün istenilmesine göre, alacaklı vekilinin davalı olarak gösterilmesinin maddi hatadan kaynaklandığı kabul edilerek, HUMK 80. maddesi uyarınca maddi hatanın düzeltilmesi her zaman mümkün bulunduğundan, gerçek takip alacaklısı M. huzuruyla davanın yürütülmesi için adına dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak, sonucuna göre karar verilmek gerekirken, davada pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalının huzurunda yargılamanın sürdürülerek davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.