Mesajı Okuyun
Old 12-03-2008, 12:50   #8
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Unutmadan,

İİK m89/7 hükmünün gerekçesini de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu "meş'um" 7. fıkra, 1966 yılında yasaya eklenmiş. 1966 öncesi, neler olmuş biliyor musunuz; bankaların genel müdürlüklerine tüm şubeleri kapsar biçimde haciz ihbarnamesi gönderilebildiğinden (şaka yapmıyorum) ihbarnameyi alan genel müdürlük, yasal süre içerisinde tüm şubeleri ile irtibat kurmaya çalışarak (yıl 1966! bilgisayar yok, fakstan şüpheliyim, telefonların durumunu üstadlar anlatsın, belki belki teleks! Evet bir de teleks diye bir alet varmış, ben görmedim ) yanıt vermeye çalışıyormuş.

Tahmin edebileceğiniz gibi, çoğu kez de yanıt veremiyor, süreyi kaçırıyormuş.

"ne var canım 2. haciz ihbarnamesi (şimdilerde bir de 3.'sü) var, o da olmadı menfi tespit davası var" diyenlere yanıtım : HAYIR YOK, ikisi de yok!

1966 öncesi, ne ikinci haciz ihbarnamesi ne de menfi tespit davası imkanı var. Süresi içinde itiraz ettin ettin, etmedin zimmetinde olmayan borç ödeniyor. 2. haciz ihbarnamesi de menfi tespit davası da 1966 yılında yasaya eklenmiş. (Masal gibi değil mi)

Gelelim madde gerekçesine :

Alıntı:

Diğer taraftan, maddedeki ihbar merkez veya şubeden hangisine yapılmış ise, ihbarın neticeleri yalnız buna hasredilmiş, merkeze, ihbarı bütün şubelerine aksettirmek gibi, katlanılması güç bir mükellefiyeti yüklemekten kaçınılmıştır.


1966 yılının teknolojisi ve iletişim imkanları düşünüldüğünde çok isabetli bir gerekçe

Ama aradan 42 yıl geçmiş, yıl 2008, bilgisayar konusuna hiç girmiyorum, düzenleme aynı düzenleme…

Takdir sizlerin… saygılarımla…