Mesajı Okuyun
Old 12-04-2002, 17:11   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

B. Babalık hükmü
I. Dava hakkı
Madde 301.(295) - Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.
Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.


II. Karine
Madde 302.(301) - Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. (TMK Md 6, 285, 287, 288, )
Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur.
Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder.

IV. Ananın malî hakları
Madde 304.(304) - Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
1. Doğum giderleri,
2. Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,
3. Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.
Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.


Açıklamalar:

Yukarıda arz edilen kanun hükümleri dairesinde olaya bakıldığında, babalığa hükmedilmesi için ‘’Çocuk ile baba arasındaki soy bağı’’ şart ve yeterlidir. Başka bir anlatımla, soybağı, DNA tespiti ile %99.99 oranla belirlendiğinden ve Mk.302/1 uyarınca doğumdan önceki 300.gün ila 180.nci gün arasında bay X ile bayan Y arasında ilişki olduğu ihtilafsız olduğundan babalık davasının kanunun aradığı ana şartları, somut olayın taşıdığı açıktır.

Ancak burada önemli bir sorun, ruhsatlı genelev kanuna uygun olduğu halde, umuma mahsus olması ve hayat kadınının herkes ile ücret karşılığı birlikte olmasının, doğan çocuğun bay x’ e aidiyetine karar verildiğinde ortaya çıkacak, sosyal ve kişisel problemler noktasındadır.

Her ne kadar, babalık ve tanıma gibi davalarda temelde evlilik dışı ilişki olduğu halde, hiçbir risk taşımaması gereken ve kanun icabı, genelevde hayat kadınının korunmasının asli ödev olduğu bir durumda, bay X’ in ilişkiye girerken olası riskin gerçekleşemeyeceğini düşünmeye hakkı vardır,ancak, hamile kalma ihtimalinin çok küçük de olsa mevcut bulunduğunu bilmesi gereği de açıktır.

Ayrıca, bayan Y’ nin genelevde çok sayıda insanla birlikte olduğu hususu doğal ve tartışmasızdır. Bu çerçevede nesebin tayini hem çok zor hem de 0,001 ihtimal de olsa nesebin karışması mümkündür.

Benim düşünceme göre bu olayda nesebin % 100 tayini mümkün olmadığından ve tüm babalık davalarında çok yüksek bir oran olan % 99.99 oranının, nesebin tayini için yeterli sayılması nedeniyle, somut olayda babalığa hükmetmek gerekecektir.


Olaya sözleşme açısından bakıldığında, ücret mukabili çalışılan genelev işyeri yasal ve ruhsata tabidir. Bu nedenle ruhsatı da bulunan iş yerinin, faaliyet göstermesinde bir anormallik olmadığı gibi, yasal olan bir hususun BK.20 dairesinde ahlaka, adaba aykırılığı da düşünülemeyecektir. Bu anlamda sözleşmenin geçerliliğine bir engel bulunmamaktadır.

En önemli husus, sözleşmenin ne olduğu ve somut olaya etkisinin tayininde yatmaktadır.

Cinsel birliktelik nedeniyle bay X ücret ödememiş ise de, genelevde ücret karşılığı edim ifa edildiğinden, ücret; sözleşmenin esaslı unsurlarındandır..

Ancak, bayan Y, duygusal ilişki olduğundan bahisle ücret alınmadığını, olayın sözleşme temelinde değil, hissi temelde bulunduğunu ifade etmektedir. O halde olaya iki farklı açıdan bakmak gerekecektir.

Ücret alınmak üzere anlaşıldığı halde ücret ödenmemiş ise, sözleşme kurulmuş, fakat Bay x edimini ifa etmediğinden temerrüde düşmüş sayılabilecektir.

Ayrıca, bu tür faaliyette ücret peşin alınmak gerekiyor ise, aksi ispat edilince kadar somut olayda, ‘’Ücretsiz’’ ilişkiye girildiği iddiası destek bulacak, aksini ispat etmek bay x’ e düşecektir.

Biz sözleşmenin kurulduğunu farz ederek, sözleşmenin niteliğini tayin etmeye çalışalım..

Bu noktada katılım bekliyorum... Olay basit değildir.. Türü kendine özel sözleşme niteliği baskın görünüyor..

Saygılarımla..