Mesajı Okuyun
Old 22-03-2009, 23:24   #1
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan Yüksek seçim kurumunun hukuk yorumu?

Yüksek seçim kurumunun sitesinden aldiğim aşağıdaki duyurusu ilginç geldi.
29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak olan mahalli idareler seçimlerinde seçmenlerimizin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşıyan Nüfus Hüviyet Cüzdanları ile oy kullanabilecekleri hususu, 5490 sayılı Kanunun 46 ve 47. maddeleri ile 298 sayılı Kanunun 87. maddesinde öngörülmüş ve bu hususa Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Genelgemizde de yer verilmiştir.

Ancak, son günlerde yazılı ve görsel basında yer alan haberler ve yetkili seçim kurulları ile siyasi partilerimizin başvurularından, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşıyan nüfus cüzdanı verilmesi işlemlerinin uzun zaman alması ve seçmen vatandaşlarımızın nüfus müdürlüklerinde oluşan yığılmalar nedeniyle, yaklaşan seçim tarihine kadar yeni nüfus cüzdanlarını alamayacakları ve Anayasanın 67 nci maddesinde öngörülen oy kullanma haklarını yerine getiremeyeceği anlaşılmıştır.

Belirtilen nedenle, 29 Mart 2009 Pazar günü yapılacak olan mahalli idareler seçimlerinde uygulanmak üzere konuyu yeniden değerlendiren Yüksek Seçim Kurulu, yine nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını Sandık Kurulu Başkanlarına Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan Nüfus Hüviyet Cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilmiş resimli ve soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı ve sürücü belgesi gibi belgelerle birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmelerini öngörmüştür.
5490 sayılı nufüs kanunun ilgili maddeleri;
Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası

Kimlik numarası
MADDE 46- (1) Kimlik numarası, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus kayıtları arasında bağ kurmak, kişilerin kaydına ulaşmak ve kamu kuruluşlarında tutulan kayıtlar arasında ilişki sağlamak amacını taşıyan bir numara sistemidir. Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kişiye bir defa verilir ve değiştirilemez.
(2) Türkiye'de kaydı tutulan yabancılara da Bakanlığın tespit edeceği esaslar içerisinde bir kimlik numarası verilir.


MADDE 47- (1) Kişiler adına düzenlenecek olan her türlü form, beyanname, kimlik kartı, vergi kimlik kartı, sürücü belgesi, pasaport gibi bütün tanıtıcı belgelerde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasına yer verilir.
(2) Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin her türlü işlem ve kayıtlarında esas alınır.
(3) Kimlik numarasının uygulanmasında ortaya çıkan sorunlar ile tereddüt edilen hususlarda Genel Müdürlüğün görüşü alınır.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun tartışmalarla ilgili 87. maddesi şu şekildedir:

"Kimliğin tespiti:
Madde 87 – Sandık seçmen listesinde yazılı seçmenin kimliği, nüfus hüviyet cüzdanı VEYA kimlik tespiti amacıyla düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resmi belgelerle belirlenir. Hangi resmi belgelerin kimlik belirlenmesinde kabul edileceği, Yüksek Seçim Kurulunca seçimlerin başlangıcında tespit ve ilan edilir. Şu kadar ki, belediyeler ile köy ve mahalle muhtarlıklarınca tanzim ve tasdik edilen kimlik belgeleri bu maddenin uygulanmasında geçerli değildir
."
Yukarıdaki maddede yer alan "ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan" ifadesi, 13/3/2008 tarihli ve 5749 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle eklenmiştir.
Madde metni dikkatli bir şekilde incelendiğinde şu husus görülmektedir. Seçmenin kimliği iki şekilde tespit edilir.
1- Nüfus hüviyet cüzdanı
2- Kimlik tespiti amacıyla düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resmi belgeler
Yukarıdaki metne göre T.C. Kimlik numarası zorunluluğu, "Nüfus hüviyet cüzdanında" değil, "Kimlik tespiti amacıyla düzenlenmiş resmi belgelerde" aranmalıdır.
Bir hukuki metinde Veya bağlacı, HER İKİ şartından da aynı anda bulunması gerekliliğini değil, şartlardan herhangi birinin bulunması gerekliliğini ifade eder.
Ve bağlacı ise bunun tam tersidir. Eğer "ve" bağlacı var ise her iki şart da aynen karşılanmalıdır.
Yüksek seçim kurulunun neden böyle bir karar almıştır acaba?