Mesajı Okuyun
Old 20-06-2007, 23:24   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Yönetmelik: Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik
Kurum: Bakanlar Kurulu
Kabul Tarihi: 21.03.1991
R.G. Tarihi: 01.06.1991
R.G. No: 20888
Bulundurma ruhsatı verilmesi
Madde 4 - (DEĞİŞİK MADDE: 02/12/1999 Yönetmelik - 99/13749 - 4. md.)
Silah ruhsatı almasına engel hali bulunmayan, yirmi bir yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı bulundurmak amacıyla silah satın alabilir. Bulundurmak amacıyla silah ruhsatı almak isteyenler, (EK-1)'deki Silah Ruhsatı İstek Formu ile ikamet ettikleri il valiliğine müracaat ederler.
Bulundurma ruhsatı, meskende veya işyerinde olmak üzere iki şekilde düzenlenebilir.
Bulundurma ruhsatlı silahların atış poligonu da dahil, zorunlu hallerde bir yerden başka bir yere nakli, mahallin en büyük mülki amirinin vereceği (EK-2)'deki Silah Nakil Belgesi ile mümkündür. Bu belgede belirtilen gün ve güzergah dışında silah, mesken veya işyeri dışına çıkarılamaz. Taşıt araçları işyeri veya mesken sayılmaz.
Bulundurma ruhsatlı silaha sahip kişiler, mesken veya işyerlerini daimi olarak değiştirmeleri halinde yeni adreslerini ruhsatı veren mülki amirliğe bildirerek silah nakil belgesi almak ve yeni adreslerinin kayıtlara geçirilmesini ve ruhsatına işlenmesini sağlamak zorundadırlar. Ruhsatlı silahın bulundurulacağı yeni adresin başka bir mülki sınır içinde olması halinde, silaha ait bulundurma dosyası yeni adresin bulunduğu mülki amirliğe nakledilir. Dosyanın nakledildiği mülki amirlikçe harç alınmaksızın yeniden bulundurma ruhsatı düzenlenir.

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2003/8-300
Karar: 2004/21
Karar Tarihi: 10.02.2004
ÖZET: Suç, yasak silah bulundurma suçudur. Bulundurma ruhsatı, meskende veya işyerinde olmak üzere iki şekilde düzenlenebilir. Bulundurma ruhsatlı silahların başka yere nakli, mahallin en büyük mülki amirinin vereceği silah nakil belgesi ile mümkündür. Sanık, meskende bulundurma ruhsatlı tabancasını nakil belgesi olmadan özel otomobilinde taşımakla yasaya aykırı davranmıştır. Bulundurma ruhsatsız silahın nakli için kolluk görevlilerince düzenlenen belge suçun oluşmasına engel teşkil etmez.
(6136 S. K. m. 13) (Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik m. 4)
Yasak silah bulundurmak suçundan sanık T.C'nin 6136 Sayılı Yasanın 13/1, TCY'nın 59/2, 81/1-3, 647 Sayılı Yasanın 4 ve 5. maddeleri uyarınca sonuçta 992.102.000.- Lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, bu cezasının birer ay arayla 5 eşit taksitte alınmasına, TCY'nın 95/2. maddesi gereğince Demirköy Sulh Ceza Mahkemesi'nin 1997/49 esas, 1998/79 karar sayılı tecilli ilamının aynen çektirilmesine, TCY'nın 36. maddesi uyarınca emanette kayıtlı tabancanın zoralımına ilişkin Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 14.11.2001 gün ve 322-929 sayı ile verilen kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 29.09.2003 gün ve 10310-3970 sayı ile;

"Sanığın bulundurma ruhsatlı tabancasını tamir ettirmek maksadıyla ve yetkili merciden aldığı izin belgesine istinaden taşıdığına ilişkin savunması dosyaya ibraz ettiği Demirköy İlçe Jandarma Komutanlığı'nın 3.4.2000 tarihli belgesi ile doğrulanmış olması karşısında, eyleminde suçun kast unsurunun oluşmadığı gözetilmeksizin yazılı biçimde mahkumiyetine ve silahın zoralımına karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 11.12.2003 gün ve 14949 sayı ile;

"Sanığın 5.4.2000 günü Savcılıkça serbest bırakılmasından sonra, 7.4.2000 tarihli dilekçesine ekli olarak, bulundurma ruhsatlı tabancasının arızasını gidermek için Düzce silah fabrikasına götürmek için izin isteğini içeren 3.4.2000 Demirköy Kaymakamlığına hitaben yazılmış ancak, üzerinde kaymakam veya yetkili memur havalesi ile evrak kayıt numarası bulunmayan, sadece alt kısmında el yazısı ile yazılmış "Yukarıda adı geçen şahsın Kırıkkale marka 28934/7342088 seri nolu tabancasını tamir için Düzce silah fabrikasına götürmesinde bir sakınca bulunmamaktadır" ibaresi ve en alt kısmında E.G. ismi üzerinde imza ve okunamayacak şekilde mühür bulunan belgeyi ibraz etmiştir.

İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı'nın 5.4.2000 gün ve 2000/2805 sayılı raporunda suça konu tabancanın "ateş etmesine mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı" tespit edilmiştir.

Yerel mahkeme, sanığın ibraz ettiği 3.4.2000 günlü belgenin doğruluğunu ve kaydının bulunup bulunmadığını Demirköy İlçe Jandarma Komutanlığı'ndan sormuş, 3.8.2000, 14.11.2000 ve 8.2.2001 günlü cevabi yazılarda, sanığa silahını tamir ettirmek üzere Düzce silah fabrikasına götürmek üzere izin verilmediği, söz konusu belgenin kaydının bulunmadığı ve belgedeki imzanın E.G'ye ait olmadığı, sanıkla yapılan görüşme sonucu yazının Uzman Jandarma Çavuş A.U. tarafından yazıldığı ve E.G'nin imzasının da aynı kişi tarafından taklit edilerek atıldığının tespit edildiği, ayrıca A.U'nun böyle bir belge tanzim etmeye yetkili olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.

A.U. tanık olarak alınan beyanında, belgedeki izin yazısını kendisinin el yazısı ile yazdığını ve imzanın ise karakol komutanı E.G. tarafından atıldığını "tahmin ettiğini"; E.G. ise tanık olarak alınan beyanında, belgedeki yazı ve imzanın kendisine ait olmadığını, imzasının A.U. tarafından taklit edildiğini beyan etmiştir.

29 Aralık 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 3. fıkrasında "Bulundurma ruhsatlı silahların atış poligonu da dahil, zorunlu hallerde bir yerden başka bir yere nakli, mahallin en büyük mülki amirinin vereceği (Ek-2)'deki Silah Nakil Belgesi ile mümkündür. Bu belgede belirtilen gün ve güzergah dışında silah, mesken veya işyeri dışına çıkarılamaz. Taşıt araçları, işyeri ve mesken sayılamaz." hükmü getirilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında; 3.4.2000 günlü izin belgesinin yetkili merci tarafından düzenlenmediği gibi, sanıkla işbirliği yaptığı anlaşılan Jandarma Uzman Çavuş A.U. tarafından sahte olarak tanzim edildiğinin açıkça anlaşılması karşısında, bu belgeye itibar edilerek sanığın izinsiz silah taşıma kastıyla hareket etmediğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır." görüşü ile itiraz yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

Ceza Genel Kurulu Kararı

Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, somut olayda sanığa yüklenen yasak silah taşımak suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

İncelenen dosya içeriğine göre;

04.04.2000 tarihinde düzenlenen tutanakta; saat 16.30 sıralarında durumundan şüphe edilerek durdurulan özel otomobil bagajındaki çantada T.Ç. adına bulundurma ruhsatlı olan 9 mm. çaplı Kırıkkale tabancaya el konulduğu ve adı geçenin gözaltına alındığı belirtilmiştir.

Sanık T.Ç. kolluk tarafından alınan ifadesinde; bir işi nedeniyle Kırklareli'nden İstanbul'a geldiğini, çantasını aceleyle bagaja koyduğunu, bulundurma ruhsatlı tabancasını bu çanta içinde unutmuş olduğunu, kasıtlı olarak yanına almamış olduğunu beyan etmiştir.

Duruşmada, olay tarihinde bulundurma ruhsatlı tabancasını tamire götürmek için Düzce'ye gitmekte olduğu sırada görevlilerce Arnavutköy'de yakalandığını, tabancayı tamire götürmek için izin almış olduğunu belirtmiş, kolluk ifadesi okunarak çelişkinin nedeni sorulduğunda o gün alkollü olduğunu, duruşmadaki ifadesinin doğru bulunduğunu söylemiştir.

Sanık vekili çeşitli tarihlerde sunduğu dilekçelerde; müvekkilinin silahı yakalattığı sırada aşın heyecanlı ve sarhoş olmasından dolayı ilgili kaymakamlıktan almış olduğu izin belgesini ibraz etmeyi unutmuş olduğunu, bu belgeyi ibraz ettiklerini, buna göre sanığın eyleminin hukuka uygun olduğunu, izin dilekçesinde kimin imzasının bulunduğunun sanık yönünden önem arzetmediğini, çünkü usulünce başvurarak izin isteği sonucunda aldığı belgeyle silahı taşıdığını, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığını belirtmiştir.
Hazırlık soruşturması aşamasında sanık kendisine verilen izin belgesinin aslını sunmuş olup incelenmesinde; sanık tarafından 03.04.2000 tarihinde Demirköy Kaymakamlığına hitaben yazılmış olup bulundurma ruhsatlı silahın mekanizmasındaki arızadan dolayı mermi diktiğinden bahisle Düzce silah fabrikasına götürmek için izin verilmesi talebinde bulunulduğu, dilekçenin alt kısmında el yazısıyla aynen, "Yukarıda adı geçen şahsın Kırıkkale marka 9 mm. 28934/7342088 seri numaralı tabancasını tamir için Düzce Silah Fabrikasına götürmesinde tarafımızca bir sakınca bulunmamaktadır." ibaresinin yazılı olduğu ve Merkez Jandarma Karakol Komutanı E.G. tarafından imzalanarak mühürlendiği anlaşılmaktadır.

Tanık E.G., duruşmada dinlenmiş olup, Demirköy İlçe Jandarma Komutanlığında astsubay olarak görev yaptığını, sanığın bulundurma ruhsatlı silahını Düzce silah fabrikasına götürmesine izin verildiğine dair belgeyi kendisinin düzenlemediğini, o sırada emrinde görevli uzman çavuş A.U'nun, kendi adına yazarak imzasını taklit edip belgeyi vermiş olduğunu, bundan bilgisinin olmadığını söylemiştir.

Tanık A.U. ise, jandarma uzman çavuş olduğunu, sanık tarafından sunulan dilekçenin alt tarafında yer alan 03.04.2000 tarihli yazının, kendisine ait el yazısı olduğunu, bu tür yazılan karakol komutanının emri üzerine hazırlayıp, yine onun imzasına sunduklarını, söz konusu yazıdaki imzanın karakol komutanı E.G. tarafından atıldığını tahmin ettiğini, sanığın başvurusu üzerine bu şekilde bir yazı verdiklerini görev yaptığı dönemden hatırladığını beyan etmiştir.

İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı'nca düzenlenen 05.04.2000 tarihli ekspertiz raporunda; sanıkta yakalanan MKE yapısı 9 mm. çaplı kısa Browning tipi fişek atan yan otomatik tabancanın yapılan muayenesinde ateş etmesine mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, laboratuarda yapılan tatbiki atışlarda çap ve tipine uygun fişekleri patlattığının görüldüğü belirtilmiştir.

Demirköy İlçe Jandarma Komutanlığı'nca 03.08.2000 günlü yazı ile; sanığa 03.04.2000 tarihli dilekçesine istinaden, bulundurma ruhsatlı silahını Düzce silah fabrikasına götürmek üzere izin verilmediği, kayıtlarında bu konuyla ilgili bir yazının olmadığı bildirilmiştir.
Aynı komutanlıkça 08.02.2001 günlü yazı ile de; Uzman Jandarma Çavuş A.U'ya, sanığa tabancasını tamir için götürme iznini imza yetkisi verilmediği, böyle bir yetkisinin bulunmadığı, ayrıca kaymakamlık makamına hitaben yazılan dilekçelerin, kaymakam tarafından havale edilmesinin gerekli olduğu halde söz konusu dilekçenin bu tür bir havale taşımadığı belirtilmiştir.

Sanığın, Kırklareli ili Demirköy ilçesi, B. köyünde tüccar olup, meskende bulundurmak üzere tabanca ruhsatı aldığı ve bulundurma ruhsatı dosyası getirtilerek yapılan incelemede, içerisinde söz konusu izin talebi ile ilgili bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Konuya ilişkin düzenleme içeren hükümler incelendiğinde;

6136 Sayılı Yasaya bağlı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin, "Bulundurma ruhsatı verilmesi" başlıklı 4. maddesi, "Silah ruhsatı alınmasına engel hali bulunmayan, yirmi bir yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı bulundurmak amacıyla silah satın alabilir. Bulundurmak amacıyla silah ruhsatı almak isteyenler, (Ek-1)' deki Silah Ruhsatı İstek Formu ile ikamet ettikleri il valiliğine müracaat ederler.

Bulundurma ruhsatı, meskende veya işyerinde olmak üzere iki şekilde düzenlenebilir.

Bulundurma ruhsatlı silahların atış poligonu da dahil, zorunlu hallerde bir yerden başka bir yere nakli, mahallin en büyük mülki amirinin vereceği (EK-2)'deki Silah Nakil Belgesi ile mümkündür. Bu belgede belirtilen gün ve güzergah dışında silah, mesken veya işyeri dışına çıkarılamaz. Taşıt araçları işyeri veya mesken sayılmaz.

Bulundurma ruhsatlı silaha sahip kişiler, mesken veya işyerlerini daimi olarak değiştirmeleri halinde yeni adreslerini ruhsatı veren mülki amirliğe bildirerek silah nakil belgesi almak ve yeni adreslerinin kayıtlara geçirilmesini ve ruhsatına işlenmesini sağlamak zorundadırlar. Ruhsatlı silahın bulundurulacağı yeni adresin başka bir mülki sınır içinde olması halinde, silaha ait bulundurma dosyası yeni adresin bulunduğu mülki amirliğe nakledilir. Dosyanın nakledildiği mülki amirlikçe harç alınmaksızın yeniden bulundurma ruhsatı düzenlenir" hükmünü taşımaktadır.

Görüldüğü gibi yönetmelikte, silah bulundurma belgesinin nasıl alınacağı, bu silahın bir yerden bir yere hangi koşullara tabi olarak götürülebileceği ve yöntemi açıkça anlatılmıştır. Buna göre, (Ek-2) nolu silah nakil belgesinin, yani ruhsat sahibi kişinin kimlik bilgilerinin ve silahın hangi tarihler arasında, hangi adrese götürüleceğini ayrıntılı olarak gösteren matbu olarak basılı belgenin, mülki amir tarafından izin verildiğini gösterecek şekilde imzalanması halinde, bulundurma ruhsatlı tabancanın bir yerden başka bir yere götürülebilmesi olanaklı hale gelecektir.

Bütün bu bilgi ve belgeler ile açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanık, yönetmelikte öngörülen şekilde bir izin almadığı ve bu izni gösterecek bir belge bulunmadığı halde, meskende bulundurma ruhsatlı olan tabancasını, özel otomobilde taşımakla, yasanın ve yönetmeliğin açık düzenlemelerine aykırı davranmıştır. Hazırlık soruşturması aşamasında kolluk tarafından alınan ifadesinde, silahını çantasında unutmuş olması nedeniyle aracında yakalandığını beyan etmiş ve herhangi bir izin belgesinden söz etmemiştir. Daha sonra silahı tamir için Düzce'deki bir fabrikaya götürmek üzere izin aldığını bildirerek sunduğu ve kolluk görevlilerince düzenlenmiş belge ise, yönetmelikte öngörülen koşullara uygun bir belge olmadığı gibi, yetkili mülki amirin iznini gösterecek bir imza da taşımamaktadır. Kaldı ki, silahın bir arızasının bulunmadığını kanıtlayan ekspertiz raporu, tanık E.G'nin anlatımı ve Demirköy İlçe Jandarma Komutanlığı'nın yazılan nazara alındığında, bu belgeye ve dolayısıyla sanığın savunmalarına itibar edilmesine olanak yoktur. Olayda, yasak silah taşımak suçunun öğeleri gerçekleşmiş olduğundan, sanığın cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme hükmü isabetlidir.

Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 29.09.2003 gün ve 10310-3970 sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na tevdiine, 10.02.2004 günü oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************