Mesajı Okuyun
Old 09-04-2011, 16:13   #6
ihademir

 
Varsayılan Ayıp İhbarı

Her ne kadar Hukuk Fakültesi mezunu olmasam da, İnşaat Yönetimi konusunda doktora yapmış ve inşaat sözleşmeleriyle ve TKHK kapsamına giren inşaatlardaki ayıp ve eksik işlerle ilgili bilirkişilikler yaptığım ve değerli Hukukçu Hocalarıma danıştığım konuların içinde sizin bahsettiğiniz konu da bulunmaktadır. Aşağıda bir hukukçu hocamla beraber yazdığımız bir bilirkişi yorumuna kaynak olacak dokümanları veriyorum. Bu konuyla birebir örtüşüyor. Saygılar...
Bu noktada üzerinde durulması gereken husus ayıp ihbarı yapılması keyfiyetinin şekle bağlı olup olmadığı hususudur. Belirtilmesi gerekir ki, gerek TBK.’nunda ve gerek 4077 Sayılı TKHK.’da “ayıp ihbarı”nın ne şekilde yapılacağı hususunda bir düzenlemeye rastlanmamaktadır. Bu konuda Yargıtay’ın başlangıçtaki bazı uygulamaları ayıp tacirler arasındaki ihbarlarının, TTK. m.20/f.3’de öngörülen biçimde, yani noter kanalıyla veya telgrafla ya da iadeli taahhütlü mektupla yapılması gerektiği yönündeydi[1]. Her ne kadar TTK. m.20/f.3 hükmü tacirler arasında yapılacak ihbar ve ihtarların hukuken geçerli olabilmesi için bunların noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılmasını şart koşmuş ise de, bu hüküm yalnızca diğer tarafı temerrüde düşürmek veya sözleşmeyi feshetmek ya da sözleşmeden rücu (dönme) amacıyla yapılacak ihbar ve ihtarlar bakımından uygulama alanı bulabilir. Yani, bahsi geçen hükmü sıradan ayıp ihbarları hakkında uygulamaya imkân olmamalıdır[2].
Şu hâlde ayıp ihbarının yapılması hiçbir şekle bağlı olmadığı için sözlü dahi yapılması mümkündür[3]. Yargıtay’ın sonraki içtihatları da bu yönde yerleşmiştir[4]. Somut davada zaten taraflardan biri TÜKETİCİDİR, dolayısıyla mezkur ayıp ihbarlarının gerçekleştirilmesi şekle bağlı olmayıp, bu konuda şahit deliline de başvurulabilecektir. Kaldı ki davacının Konut Teslim Tutanağına eksiklerin olduğunu kendi el yazısıyla belirtmiş olması da ihbarın gerçekleştiği anlamını taşımaktadır denilebilir.
Bununla birlikte hukuken üzerinde durulması elzem olan bir konu da alıcı davacının ayıp ihbarlarını süresinde yapıp yapmadığı hususudur. TKHK.’ya göre tüketici alıcı, malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü ise de, yasada gizli ayıbın ne kadar sürede ihbar edileceğine dair bir hüküm yoktur. Öyle olunca TKHK.nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanacaktır. Gizli ayıpların hangi sürede satıcıya ihbar edileceğine dair, TKHK'da bir hüküm bulunmadığına göre, BK.nun bu konudaki 198/son maddesi hükmü uygulanacaktır. BK.nun 198/son maddesi gereğince "Bu kabilden bir ayıp sonradan meydana çıkarsa, derhal satıcıya ihbar edilmelidir. Aksi takdirde satılan, bu ayıp ile beraber kabul edilmiş addolunacaktır[5].

[1] Satıma konu olan bir malda meydana gelecek ayıp ihbarının geçerli olabilmesi için TTK. m. 25/f.3 ve 4'deki sürede ve TK. m. 20/3'deki şekilde yani noter aracılığı ile, iadeli taahhütlü mektupla veya telgraf ile yapılması gerekir (TD. 3.12.1959 3329/3056 sayılı kararı).

[2] Doğanay, İsmail, Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, Genişletilmiş İkinci Baskı, Ankara 2003, sh.161.

[3] Doğanay, İ, sh.161.

[4] “Davacı ayıplı mal iade ve davalının da bu malı kabul ettiğini iddia etmektedir. Şayet iddia edildiği gibi, davalı malı kabul etmiş ise, satış akdi fiilen feshedilmiş olacağından, bu vakıanın şahitle ispatı mümkündür”. Y.HGK. 2.2.1979 T. E.1977/11–393, K.1979/80 sayılı kararı.
“Ayıp ihbarı şekle tabi değildir, bu nedenle şahitle ispatı mümkündür” Y.TD. 1.12.1972 T. E.4894, K.5113 sayılı kararı.
“Ayıp ihbarının yapılışı hiçbir şekle tabi tutulmamış olduğundan telefonla veya karşılıklı sözle de yapılması mümkündür”. Y. 15. HD. 4.10.1993 T. Ve E.1993/2582, K.1993/3769 sayılı kararı. Doğanay, İ., sh.161.

[5] T.C. YARGITAY 13.Hukuk Dairesi, Esas: 2005/5982 ,Karar: 2005/10357Karar Tarihi: 20.06.2005 sayılı kararı.