Mesajı Okuyun
Old 15-01-2011, 01:05   #405
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Günlük Hukuk Haberleri

Herkese merhaba;

Öncelikle yargılamanın bir hak değil bir ödev olduğunu belirteyim. Devlet yargılama hakkını bir hak olarak elinde tutuyorsa buna uygun davranır. İlkinde hakkını almaya uğraşır, ikincisinde ise görevini yerine getirmeye uğraşır. Bu algılamaya bağlıdır.

Yargı fonksiyonu toplumsal istikrarın sürmesinde çok önemli bir işlev görür. İnsanların yaşadıkları topluma, burada haklarının çiğnenmeyeceğine, ezilmeyeceklerine ilişkin bir güven sağlar. Bu sağlanamazsa insanlar kendi haklarını almaya ya da haklarını arayamayacak insanların haklarını gasbetmeye yönelirler. Bu insanın doğasında olan kendi çıkarını koruma/sağlama güdüsünün doğal bir sonucudur. Bu durum toplumsal yaşamın her alanında (rüşvet, kayırma, zor kullanma ve daha birçok şekilde) karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenlerle yarglamanın/yasal yollardan hak aramanın pahalı olduğu ülkemizde yasal yollara başvuru koşullarının zorlaştırılması değil, kolaylaştırılması gerektiği kanısındayım.

Yasal yollara başvuruyu en fazla engelleyen needenlerin içinde masraf ve yargının geç oluşması, adil olmaması şeklinde oluşan düşünceleri sayabiliriz.

Devletin bu güne kadar yargı harçlarını sürekli olarak yükseltmesi yargısal faaliyeti bir görev/hizmet olmaktan çok bir hak/ayrıcalık olarak gördüğü kanısını güçlendirmektedir. Harçlar yasasındaki harç ödenmeden ilam verilmez hükmü de devletin "benim alacağımı ödemezsen hakkını alamazsın" şeklindeki düşüncesinin yani yargılamayı bir görev değil bir hak olarak gördüğünün diğer bir ifadesidir. Her ne kadar bir süre önce harçlar yasasında yapılan değişiklik ile ilamın alacaklıya verilmesi sağlanarak doğru yönde bir adım atıldı ise de son değişiklik kuşku uyandırmaktadır.

Ülkemizde gelir dağılımının bozukluğu, işsizlik oranı, bir çok insanın asgari ücretle, dönemsel olarak çalıştığı ve bu oranın toplumda çok yüksek olduğu hepimizce bilinmektedir. Kayıtsız/merdiven altı tanımlarını anmaya bile gerek yok.

Böyle bir toplumda eskiden davacı sadece paşin harç ve nisbi harcı yatırmak zorundayken şimdi başka bir çok masrafı yatırmak zorundadır.

1) Avans yapılması kararlaştırılan bir iş/hizmet için alınır. Benim dosyamın bilirkişiye gideceği belli mi? Yerine getirileceği belli olmayan bir hizmet için benden zorunlu olarak avans alınması nasıl açıklanabilir? Bu kesinlikle hukuka/hakkaniyete aykırıdır.
2) Miras dolayısıyla bir ortaklığın giderilmesi davası açtınız. Bunun için taraf teşkilinin sağlanması, delillerin toplanması bazen yıllar sürecektir. Yıllar sonra yatırılması gereken keşif ve bilirkişi ücretini benden hangi hakla şimdi istiyorsun?
3) Bilirkişi ücreti mahkemece verdiği emeğe göre takdir edilmektedir. Bundan sonra Bakanlık mı takdir edecektir? Nasıl ve neye dayanarak? Takdirin kıstasları ne olacaktır. Verilen emek dava açılmadan nasıl saptanacaktır?

Sn. Dikici tarafından bu hükümlerin yargılama sürecni hızlandıracağı, ödenmeyen masraflar nedeni ile yargılama sürecinin geciktiği ifade edilmiştir. Ben bu görüşe katılmıyorum.

Bir örnekle işe başlayalım:
Eskiden başvuruya bırakılan dosyanın yenilenma hakkı sayısı üç idi, şimdi bir. Yargı hızalandı mı? Hayır. Gerekçe aynı. Yargılamanın hızlanması. Suat beyin de ifade ettiği gibi bir hakka ulaşmak için dava açan insan neden gecikmek için uğraşsın? Kötüniyetle (burada bir sorum olacak ilgili arkadaşlara: kötüniyet bitişik mi yazılır ayrık mı? Ben birleşik yazılması gerektiği kanısındayım.) dava açılmış olması olasıdır, kötüniyetle dava açan insanın mahkumiyetinde ağır hükümlerle karşılaşması kabul edilebilir. Dava açma koşulları ağırlaştırılarak bu sonuca ulaşılabilir mi? Bence ulaşılamaz.

Burada tartışılması gereken bir şey var: Şu anda tahsis edilmiş 3.000 üzerinde hakim kadrosu açığı var. Bu açık hiç kapanmıyor.

Ankara'da tek salonu olan mahkemelere iki hakim atanıyor. Bazen hakimler 3X3 bile olmayan odalarda duruşma yapıyorlar. Ankara adliyasinin arkasında kaskoca boş bir arazi var. Biz yeni binaya hemen başlanır diye düşünmüştük. İlk binanın yapılması çok sürmüştü. Henüz temel atılmadı. 3X3 odalarda iki hakim, iki savcı çalışıyor mahkemelerin, icra dairelerinin esası 10.000 leri aşıyor. Bu yükün altından nasıl kalkılır?

Şimdi doğru olan nedir? Dava sayısını azaltmak mı, adli teşkilatı güçlendirmek mi?

Burada çok güzel bir hesap var. Bir kısım insanlar için artık harç almadan ilamı veriyorum diyorsun. O zaman peşin harcın ne anlamı var?

Yerine bilirkişi ücreti, keşif masrafını peşin alacağım diyorsun. Hakkı aramayı kolaylaştırdı mı?

Bu bana "okullar olmasaydı milli eğitimi ne güzel idare ederdim" lafını hatırlattı. Dava açan olmazsa adli teşkilat ihtiyaca cevap verir.

Burada devletin ikili yönlü çıkarı var:
1- Dava açılmaması ile bütçeden yargısal faaliyetin iş yükü daralıtılacak böylece gecikme veya bu konudaki ekonomik ihtiyaç azaltılacaktır.
2- Cari açığın kapatılması için her zaman devletin elinde yıllarca ödenmeyecek ek bir kaynak sağlanacaktır.

Kimden?
Davacılardan.

Saygılar