Öncelikle değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.İçinden çıkamadığım bir problemi paylaşmak istiyorum.
Muris kat mülkiyeti kurulmamış apartmandaki dairesini (H)' ye vasiyet etmiştir.
Vasiyetnamenin açılmasının ardından , iptal davası açılmamış ve (H)' nin açtığı vasiyetin tenfizi davasında kat mülkiyeti kurulması için davacı (H)' ye süre verilmiş davacı süresi içinde Sulh Hukuk Mahkemesi'nde kat mülkiyeti kurulması için dava açmıştır.
Davada, taşınmazda kat mülkiyeti kurulması mümkün olduğuna dair rapor geliyor hakim tüm mirasçılara dava konusu dairenin murisin taşınmazdaki payının iştirak halinde bırakılmasına rıza gösterip göstermediklerini sormuş davalıların biri haricinde hepsi kat mülkiyetinin bu şekilde kurulmasına rıza göstermiş, davalılardan bir tanesi açmış olduğu tenkis davasının sonuçlanmasının beklenmesini talep etmiştir.
1. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2009/11184 E. 2009/13747 K. sayılı 14.9.2009 tarihli kararı uyarınca "Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi ve tescil istenilmiştir.. .. İştirak halinin bulunması, iştirak halinin çözülmesi imkanı bulunduğu takdirde BK. md.117/1 de yer alan borcun sükutuna yol açan objektif imkansızlık olarak nitelendirilemez...O nedenle tüm paydaşlar davada taraf sıfatına sahip olduğuna göre vasiyet eden payının vasiyetçi davacı adına, davalıların paylarının da kendi adlarına tescili ile iştirakin müşterek mülkiyete çevrilmesi sağlanmış olur."
Davacı (H)' nin de tenfiz davasındaki haklarını saklı tutarak murisin taşınmazdaki payının iştirak halinde ortak bırakılmasına rıza göstermesi DERDEST OLAN VASİYETİN TENFİZİ DAVASI İÇİN aleyhine bir beyan mıdır? Nasıl bir yol izlemek gerekir?
3. Davalılardan tenkis davasının sonuçlanmasını isteyen dava dilekçesinde bu vasiyetnamenin tenkisini istememiş olması ve tenfiz davasında önce tenkis davasının beklenmesini isteyip sonradan bu beyanından vazgeçmiş olması nedeniyle Mahkemece bu talebi hakkında ne karar verilmelidir?