Konu: Muvazaa
Mesajı Okuyun
Old 13-06-2022, 22:25   #12
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan eser_29
Yazılı belge ile kayıt altına alınmayan inançlı işlemde, "inanılan", 3.kişilere karşı olan borçları nedeniyle, alacaklılardan koruma/kaçırma adına taşınmazı devrettiği bir durumda, inanana devir gerçekleşmeden inananın vefatı halinde ve inanılanın taşınmazı, (İnananın kardeşi olup inanan ile inanılan arasında inançlı işlem olduğunu bilen/bilebilecek durumda olduğu düşünülen) "kötüniyetli" 3.kişiye devrinde, inananın mirasçıları ne türde dava açabilir?
Muriz muvazaasını, murisin, mirasçılara karşı muvazaa niyeti olmadığından açamaz kanaatindeyim.
Miras sebebiyle istihkak davası düşünülemez mi?

İnanç konusu üçüncü bir kişiye temlik edilmişse, inanılan inaç konusunun sahibi ve devre yetkili olduğundan, kural olarak inananın yeni malike (üçüncü kişiye) karşı ileriye sürebileceği bir hakkı yoktur. Ancak koşulları varsa inananın muvazaa, İİK 277 ve müt.maddelerine veya kanuna karşı hile, çok kısıtlı hallerde ise B.K.49/2 maddesine dayanarak dava açmak hakkı vardır.” (Eraslan ÖZKAYA / Yargıtay Onursal Bşk , İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları ,2017, Sh:59)

Yazarın sözünü ettiği muvazaa davası muris muvazaası değil, genel muvazaaya dayalı (TBK m.19) muvazaa davasıdır. İnanan öldüğüne göre bu davaları halefiyet esasına göre mirasçıları açabileceklerdir. Bunlara ek olarak miras sebebiyle istihkak davasının da açılmasının mümkün olacağı görüşündeyim.

Bu davalarda mirasçılar, üçüncü kişiye karşı üstün hak sahibi olduğunu gösteren inançlı işlemin varlığını ispat etme durumundadır.İnançlı işlem ise , 05.02.1947 T. 20/6 sayılı İçt.Brl.Kararı gereği yazılı belgeyle ispat edilebilir. Yazılı delil başlangıcı varsa tanık dinlenebilir.Aksi halde karşı tarafa yemin teklif edilebilir.