Mesajı Okuyun
Old 29-12-2012, 15:27   #12
ersintoker

 
Varsayılan Aradığımız masumiyet

“Ben senin değil, insanlığın çektiği acıların önünde eğildim” derken Raskolnikov, Sonya’ya,,, içindeki acıyı da kastediyordu bir bakıma,,, ama bu daha çok masumiyetin karşısında diz çökmekti,,, hayatın kendisini sürüklediği bulanık sular içinde bile, kendisinden çok, yakınlarını düşünebilme yetisinin beslendiği ve her şeye rağmen dipdiri ayakta kalabilmeyi başaran bir masumiyetin simgesiydi çünkü Sonya…

Öyle değil miyizdir,,, içimize girip bir şekilde oraya yerleşmiş,,, bir acının,,, başkalarını uğrattığımız haksızlığın,,, belki de kötülüğün,,, ya da her hatırladığımızda yüreğimizi mengeneyle sıkıştırıp bizi yiyip bitiren bir sırrın oradaki varlığı,,, nereye kadar sürer,,, hangi zamanlara dek onunla birlikte yürüyebiliriz,,, kurtulmanın yolu, hiçbir zaman kendi kendinle konuşmak, yüzleşmek olamaz,,, hafifletir belki,,, ama hepsi o kadar…

Masumiyetin yüzüyle karşılaştığımızda günün birinde,,, hemen o anda değilse de,,, kısa bir süre sonra,,, farkına varırız,,, içimizdekini çıkarıp ortaya serivermenin bir fırsatıdır bu,,, karşımızdakinin masumiyeti, çekip alır bizi, kendi dayanılmaz sularına,,, ondan çok kendimizi düşündüğümüz duygusu bile alıkoyamaz bizi bundan,,, bu yaptığımız, onunla paylaşıp, çektiklerimizi hafifletmekten çok,,, alıp ona yüklemektir içimizdekini,,, ben şimdiye dek taşıdım ama dayanamıyorum artık, al biraz da sen taşı demenin,,, garip, tuhaf, insana dair,,, anlaşılabilecek,,, ama yine de sorgulanmaya muhtaç bir tavırdır bu,,, masumiyetin ellerine tutuşturuverdiklerimiz, bizden bağımsızlaşmıştır o anda,,, sonrası, masumiyetin sularında ne kadar yıkanabilirse o kadarıdır artık…