Mesajı Okuyun
Old 13-11-2012, 10:52   #2
ersintoker

 
Varsayılan İnsanlık Halleri

Yüzünde dünya açar
Bazen bir ışık gelir dokunur,,, aydınlanırsın,,, yüzünde dünya açar,,, bedenin yepyeni bir enerjiyle dönüşür,,, kıpırdarsın,,, sığamazsın bir yerlere,,, her mola verdiğin yer bir süre sonra dar gelir sana,,, hep yollarda olmak istersin,,, yeni yollar yaratırsın kendine ve yolculuklara çıkarsın her biri ilk çıkılandır…
Gözlerinin rengi değişir ve değiştirir baktıklarını görmek için… Okuduğun kitaplara yeniden el attığında şaşırırsın,,, nadasa yatmış tarlada bahar yağmurları sonrası yeni boyvermiş filizler gibi görünür önceden altını kırmızıkalemle çizdiklerinin sana atlattığı sözcük demetleri…

Bir ara karaladıklarının benzerlerine rastladığında,,, şaşırırsın yine,,, sevinirsin bir bakıma,,, pay çıkarmak mı? Uzaklardan bir dostun haber gönderir usulca sorar “esinlenen kim burada?” Haşa!...
Borges’in, Cortazar’ın peşinden sürüklenirken,,, kulaklarına takındığın tango ezgilerini bir sürprizle fado ile buluşturuveren Cristina Branco’yu dinlerken konserinde- yalnızmışcasına- tangonun erkeksi feveranından fadonun kadın çığlığına geçiverirsin…
Sonra, bir habere ilişir gözün gazete sayfalarında,,, 35 ışıkyılı ötede yeni bir yıldızın keşfine ait,,, ve düşünürsün,,, senin yüzüne vuran ışığın kaç ışıkyılı öncesine olduğuna dair ki belki artık hayatta bile değildir…

Sen böyle düşünedur…

Calvino, Bay Palomar’a gözlerini açtırır: Gözlerinin önüne gelenleri her gün görmüş olduğu izlenimine kapılıverir o… Acelesi olan ve birbirini kesen,,, sıvası dökülmüş, yüksek duvarlar arasında,,, birbirlerinin yüzüne bakmadan, dirsekleriyle yol açmaya çalışan insanlar kaynaşır sokaklarda… Dipte,,, yıldızlı gökyüzü,,, arada bir tutukluk yapsa da ışıklarını çıtırdatmaya devam etmektedir,,, ki bu ışıklar,,, tıpkı Bay Palomar gibi dinlenmek bilmeyen,,, sallantılı,,, çamurlu bir evrenin ileri karakolları sayılırlar…