Mesajı Okuyun
Old 27-05-2008, 20:05   #7
Av. Tuncay Duman

 
Varsayılan

Öncelikle ilginize teşekkürler
Bu konu ile ilgili aksi yönde bir karar buldum, buna göre de hükmen tescil durumunda İİK 277 vd. maddeleri gereği dava açılamayacağı belirtilmiş, bunu nasıl değerlendirirsiniz?

T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 1990/4739
Karar: 1990/5605
Karar Tarihi: 19.12.1990

ÖZET: Satış vaadi sözleşmesinin siciline şerhi, taşınmazın davalıya intikal tarihi ve sebebi araştırılıp rızaen ferağ varsa tasarrufi işlem tarihine göre hak düşürücü sürenin hesaplanması, bu süre dolmamışsa davalının kesin hüküm itirazı da dikkate alınarak davanın esasına girilmesi, tescil mahkeme ilamına dayalı ise hak düşürücü sürenin bu tarihte başlayacağının dikkate alınması, süre geçmemiş ise davayı İ.İ.K.nun 277 ve müteakip maddelerine göre bakılamayacağı gözönünde tutulmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 245, 277, 282, 283) (1086 S. K. m. 446)

Dava: Taraflar arasındaki davanın Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek reddine dair verilen (...) hükmün temyizen tetkiki davacı tafından istenmiş (...) olmakla (...) gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, İ.İ.K.nun 245. maddesi uyarınca iflas idaresinin verdiği yetkiye dayalı olarak alacaklı vekili tarafından aynı Kanunun 277. ve meteakip maddelerince açılmış iptal davasıdır. Bu davalarda maksat; borçlunun kötüniyetle mamelekinden çıkarttığı veya borç ödemesine engel bağışlarla ya da bu hükümdeki tasarruflarla mamelekinden çıkan mal, alacak ve haklar üzerinde cebri icrayı mümkün kılmaktadır. Bu sebeple iptal davalarının konusu tasarrufi muamelelerdir. İltizami muamelelerde iptale gerek yoktur. Bir hüküm sonucu borçlunun mamelekinde husule gelen noksanlaşma hallerinde ise, bu bap hükümlerine göre değil, şartları varsa H.U.M.K.nun 446. maddesi uyarınca iptal istenebilir.

Somut olayda -sicile şerh verilmediği sürece- iltizami mahiyette olan satış vaadi sözleşmesinden söz edilmiş, daha sonra hükmen tescilin varlğı ileri sürülmüştür. Taraflarca delil olarak bildirilmiş ve mahkemece de hükme dayanak gösterilmiş olmalarına rağmen satış vaadi sözleşmesi, ilgili dava dosyası ve tapukayıtları celbedilmemiştir. Taraf beyanına göre satış vaadi sözleşmesinin 7.5.1984 tarihli olduğu esas alınarak hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Noksan incelemeyle ve dosyaya girmeyen belgelere dayanılarak hüküm verilemez.

Satış vaadi sözleşmesinin siciline şerhi, taşınmazın davalıya intikal tarihi ve sebebi araştırılıp rızaen ferağ vasa, tasarrufi işlem tarihine göre hak düşürücü sürenin hesaplanması, bu süre dolmamışsa davalının kesin hüküm itirazı da dikkate alınarak davanın esasına girilmesi, tescil mahkeme ilamına dayalı ise hak düşürücü sürenin bu tarihte başlayacağının dikkate alınması, süre geçmemiş ise davayı İ.İ.K.nun 277 ve müteakip maddelerine göre bakılamayacağı gözönünde tutulmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir iken noksan inceleme ve yanlış değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesine isabet görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (...) 19.12.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.

İlgilerinize teşekkür ederim, saygılarımla