Mesajı Okuyun
Old 01-09-2003, 22:57   #7
hukukcu

 
Varsayılan anketle ilgili

Sayın Çelik,

Ben baroların görevlerinden hangisinin "asli görev" olduğuna dikkat çekmek istemiştim. Son şık hariç, ilk üç şıktaki görevler, Barolar tarafından sanki baronun asli görevleriymiş gibi algılandıkları için böyle bir seçenek grubu oluşturdum.


Örneğin, olayda İstanbul Barosu'nun bir basın açıklaması yapmasını, bu açıklamada savcılık ve polisleri hukuka davet etmesini beklerdim.

Buradaki avukat suçlu mudur, değil midir, bu başka bir sorundur. Ancak, kanun kanundur ve her haliyle uyulması gerekir. Avukatın suçlu olduğu çok kuvvetli delillerle desteklense dahi, kanunun açık hükmü karşısında, avukatın şahsi malvarlığına tedbir konulabilmesine, usule aykırı olarak bürosunun aranmasına hiç bir şey dayanak olamayacaktır.

Ben uyuşturucu davalarına bakan bir avukat olsam, Narkotik şubesi benim büromu basıp uyuşturucu mu arayacak, ya da kaçakçılık davası alsam, kaçak eşyaların büromda saklandığı iddiasıyla bürom mu kurcalanacak? Almış olduğum ücreti vekalet kara paradan mı elde edilmiş sayılacak?

Ama burası Türkiye, burda önce hukuka aykırı işlem yapılır, sonra da git şikayet et denir. Şikayet etseniz de yapılan yapılmıştır. Avukatın onuru, bağımsızlığı, mesleki saygınlığı ayaklar altına alınmıştır.

Çocukken merak ederdim. Hakem çok kritik bir anda penaltı kararı verir, aleyhine penaltı verilen takım ve taraftarları da en az 3-4 dakika süren itirazlarda bulunurdu. Ben de hakemin verdiği kararı geri almayacağını bildiğimden neden itiraz edildiğini merak ederdim. Yaşım artınca sebebini buldum. Yoğun itirazlar ve taraftar protestoları hakemin daha sonraki kararlarını daha doğru vermesi için baskı oluşturuyordu.

Barolar şimdiye kadar seslerini yülseltselerdi, belki de bu kadar açık açık hukuk ihlalleri olmazdı, avukatların dosya inceleme istemlerini reddeden hakimler olmazdı, odasına giren avukatı kovalayan savcılar olmazdı, avukata harçlık gözüyle bakan memurlar olmazdı. En önemlisi, avukat halkın gözünde suçluların cüppeli ortağı olmazdı. Ceazevine müvekkil görüşmesine giden avukata saçma sapan muamaleler yapılmazdı.

Barolar, sesssizliklerini bozmalı, önce hak ihlallerine en sertinden karşı durmalı, sonra da mesleğin onurunu ve saygınlığını artıracak faaliyetlere girişmelidir. Tabir yerindeyse, hakem kararını protesto eden futbolcular gibi olmalı, biz de tribündekiler gibi kulak yırtan uğuldama sesleri çıkarmalıyız. Belki hakem, bir sonraki protestoları göze alamaz ve yanlış karar vermeye cesaret edemez.