Mesajı Okuyun
Old 07-06-2008, 19:14   #22
üye14540

 
Varsayılan

"Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı

MOLİERAC"

Olması gerekeni anlatan bu söz ülkemiz açısından çok iddialı bir söz! Keşke bu veciz söz ülkemizde gerektiği gibi uygulansa, ama ne yazık ki uygulamada bu veciz sözün çok gerisindeyiz. Sayın Barış ben de duruşma günü verirken avukatlara sorarım şu gün sizin için uygun mu diye, çoğu zaman evet derler, uymazsa başka güne veririm, hatta saatlerini bile ayarlarım, ama ne yazık ki arkadaşların çoğunluğu duruşmalarını takip etmezler,hatta öyle ilginç gerekçelerle mazeret dilekçeleri gördüm ki inanamadım, çoğu kez mazeret dilekçesi bile vermeye üşenen meslektaşlar var, bu durumda hemen gerekli işlemi yapan mahkemelere avukatların katılımı daha çok, yani illa ki duruşmaya katılım için yasal işlem mi yapmak gerek, değerli meslektaşlar, hakimler bakımından bazı sızlanmalarınıza katılıyorum, ama sorun hakim ya da savcı ve avukat sorunu değil, bence sorun sorumluluk bilincidir. Ben duruşma sırasında avukat arkadaşlara meslektaş gibi davranmışımdır ve gerekli nezaketi de göstermişimdir, ancak yine de duruşmaları takip sorumluluğunu sağlayamadım, bu nedenle kararlık dosyayı 3-4 kez ertelediğim durumlar çok oldu, avukat meslektaşlar savunma için mehil istiyorlar, mehili veriyoruz, duruşma günü ve saatini müdafiinin uygun gün ve saatine erteliyoruz, ama bir bakıyorum mazeret dilekçesi, bilmem nerenin mahkemesinde duruşması varmış,bazen mazeret dilekçesi verme zahmetine bile katlanmıyor arkadaşlar. Yine de elimden gelen kolaylığı yapmaya çalışıyorum, ama bazen iyi mi yapıyorum diye düşünmeden de edemiyorum. Hakimlerin avukatlardan, avukatların hakimlerden şikayetçi olmadığı bir yargılama süreci dileği ile, saygılarımı sunarım.