Mesajı Okuyun
Old 30-03-2008, 13:01   #1
güler ataş

 
Varsayılan Dikkate almayın yazdıklarımı, ulusu yok çünkü

Birkaç dostla hoş bir sohbetteyiz. ' alışabildin mi'' diye soruyorlar. Nereye,neye alışmam gerektiğini bile unutmuş gibiyim.
Çok istedim, bir şehre alışmayı. Bir insanı yada herhangi bir şeyi ''alıştım '' gerekçesiyle terk edememeyi. Alışmak kendi içinde bir sorun diye düşündüm hep. Ama reddetmediğim bir güzelliktir aynı zamanda, alışmak alışkanlığı.

Hiç bir şehre alışmadım, hep misafir oldum. O yüzden gittiğim her yerde mutlu oldum. Tıpkı dünyada misafir olmak gibi benim için bir yerde yaşamak.
Birine hiç alışmadım, üstünden yıllar bile geçse kurduğum bağın. Bağlı kaldığım süre sevgi süresi oldu benim için. Hiç bir alışkanlığım sevgi ve paylaşım anlayışımın önüne geçemedi.
Bir şehirden gider gibi gittim insanlardan. Arkamda bıraktığım hiç bir varlık beni yoksulluğa itmedi. Dönüşlerimde ki kayıplarımı asla maddi kayıplarla ölçmedim. Bir insan kaybetmekten daha büyük ne kaybedilir ki yeryüzünde.

Yedi coğrafya gezdim, yetmiş milyon insan sevdim, yedi kere aşık oldum. Zaten ayın yedisinde doğmuştum.Yedi kıta insanını kitaplardan ve haritadan sevdim. Kirletilen herşeyi biz dünyalıların temizleyeceğine inandım.O yüzden imkansızın hiç imkansız olmadığını biliyorum artık.

Bu kadar renkli ve çok kültürlü olmak kazanç gibi görünse bile son yıllarda fark ettim ki, tek tanımı hiç bir yere ait olmamakmış. Hiç bir kültürü taşımadığımı anlamak oldukça üzüntü verdi bana.
Şimdi kendini anlat deseler tek tanım bulabiliyorum '' ne idiğü belirsizlik ''
Belki bu yüzden tüm terimleri evrensel düşünüyorum. Hiç kimseye '' vay hemşehrim '' diyemedim.'' Soydaşım, dindaşım '' diyemedim.
'' Yoldaşım '' demek istedim, tüm uzun yolculuklarda yalnız kaldığımı görünce yoldanda çıktım.

Bir ideoloji uğruna ölümü paylaştığınız insanlarla bir günü paylaşamamak yoldan değil insanlığından çıkarmaz mı insanı.

Hadi gel yaz şimdi bir yöreyi, bir halkı, bir kültürü. Hiç birine ait değilim, o yüzden yazdıklarım hep yarımdır benim. İşte o yüzden insanı yazmak kolay gelir bana. İnsan olmanın ölçüsünde din yok, dil yok, renk yok çünkü. Ağlayarak doğar ağlatarak gideriz dünyadan. Hiç bir şeysiz doğar ne kadar insan gibi yaşadıysak onu bırakırız yeryüzüne.

İşte o yüzden aşkı ve sevgiyi anlatmak daha kolay gelir bana. Duyguların da dini yok, dili yok, rengi yok çünkü. İnsan gibi sever herhangi bir yerli gibi yaşarız.Yaşamak bir öğretidir de ondan. Kaç anne çocuğunu Türk gibi, Kürt gibi, doğulu gibi, batılı gibi sever ki.

Aşk ve ölüm acısının da ulusu yoktur. Sevgiyi anlatırken yeryüzünde ki sözcükler yetmez. Tüm aşıklar yeni bir alfabe yaratma telaşına düşer. Ölüm acısı tüm canlılarda çığlıktır sadece.

Hiç kimseye, alışmak için selam vermedim, ama alışmayı çok istedim.
Hiç bir yere kalmak üzere gitmedim, ama kalmayı çok istedim.
Kimbilir belki de o yüzden hep yarımdır benim aşklarım.

Hâlâ ne oralıyım ne buralıyım, ne Müslümanım ne Hıritiyanım.
Belki de o yüzden ben, aşk'a ve insana sevdalıyım.
Dikkate almayın yazdıklarımı aklımında memleketi yok çünkü.