Toplumu oluşturan tüm bireylerin sahip olması gerektiği düşünülen değer yargıları artık sadece tek bir cinsiyetin adıyla anılmaktadır.Namus,edep,iffet,ahlak sadece kadınların sahip olması gereken meziyetlermişçesine kadına dayatılmakta,hayatlarını ve bedenlerini denetim altına almak için en büyük koz olarak kullanılmaktadır.Bu kavramları cinsiyetlendirenlerde erkeklerdir.Kadın ahlakı üzerine ahkam kesen bütün erkekler öncelikle hemcinslerine bakmalıdır.Ahlak,namus cinsiyetten cinsiyete değişebilen kavramlar değildir.Kadın için ahlaksızlık sayılan davranış,erkek içinde ahlaksızlıktır.Ancak toplumda bir güç simgesi,bir ilahi varlık olarak görülen erkekler her konuda söz sahibi olma hakkını ellerinde bulundurdukları gibi,evrensel değer yargılarından bağımsız her türlü fiili gerçekleştirme hakkınıda kendilerinde görmektedirler.Bu yüzden bir kızın sevdiği erkekle evlenmek istemesi ahlaksızlık olurken,bir babanın kızını para karşılığı evlendirmesi sadece en doğal hak olmaktadır.Bu yüzden feminizm ahlaksızlıkken,feminist kadınları “sokak kadını“şeklinde nitelemek sadece ifade özgürlüğüdür.Ahlak sadece kadınlar için vardır,erkek toplumdan tamamen bağımsız yaşamaktadır.
Bu kavramları cinsiyetlendirenlerin ise unuttuğu tek bir şey vardır;toplumsal kimlikleri,emekleri,fiziki varlıklarıyla her kadın bir bütündür ve bu bütün üzerinde tek söz sahibi yine kendisidir.Her türlü engellemeye karşın…….

Saygılarımla.......