Mesajı Okuyun
Old 04-11-2011, 11:14   #96
Av. Atilla Şen

 
Varsayılan HMK ile hemhal olmak

"Mektepler olmasa Maarifi ne güzel idare ederdim" diyen Osmanlı Maarif Nazırı'nın bakış açısının 21. yüzyılda anayasalı bir sosyal hukuk devletinde devamının kanıtı olan H.M.K.'nın uygulanması yürürlüğe girmesi nedeniyle kaçınılmaz. Yasayı doğru ve olması gerektiği gibi uygulamak hakimlerin görevi iken, aynı yasayı doğru uygulatmak için gereken çabayı göstermek de biz avukatların görevi. Yasa koyucu sadece kendisini bağlayan gerekçesi ile ve yine sadece bu yasaya TBMM'de olumlu oy veren vekillerin ilgi/bilgi oranlarının kaçınılmaz matematiksel sonucu ile ortaya nurtopu gibi bir metin bırakıp kendi işine gücüne geri dönmüş durumdadır. "Hayrını görün, bakalım ne yapacaksınız, biz de merakla takip edeceğiz" anlayışı ile geçerli hukuk düzenine yerleşen yeni Yasa 1 Ekim 2011 günü yürürlüğe girmiş bulunuyor. 2007 yılında dönemin Adalet Bakanı'nın "mantar gibi artan dava sayısını" vurgulayan açıklaması 4 yıl önceden bugünleri gösteriyordu. Baroların ve konuya ilgili avukatların çabalarına ve anlatıp söylemelerine, paneller ve konferanslarla kamuoyunu ve yasakoyucuyu uyarmak için kendilerini paralamalarına karşın Yasa "sıcak kestane" misali yargının süjelerinin eline ve vicdanına bırakıldı. Saygıdeğer hakimlerin ve gayretli avukatların yasayı uygulamakta gösterecekleri "hukukçu hassasiyeti"nden gayri bir iyimserlik nedeni ben göremiyorum. Adı geçen Yasanın meslek hayatımıza getirdiği/getireceği tüm belirsizliklerin çözümü naçizane kanımca; Fakülte yıllarına dönerek tıpkı bir öğrenci gibi okumak, yazmak, bu konuda okur yazarlığı olanların yazdıklarını bulup incelemek, illa ki Türk Hukuk Sitesine zaman ayırıp günceli takip etmek, Yargıtay'dan içtihat beklemeden daha yerel mahkemede kendi emsal kararlarımızın oluşumuna çabalamak, müvekkillere ve hakimlere yasanın nasıl ve ne şekilde yorumlanması ile "adaletin tecellisinin" mümkün olduğunu kavratmak ve en önemlisi de "muhtemel hasımlarımızın" bize yönelik "görev ihmal ve kusuru" isnatlarına yol açmadan davaların salimen karara çıkmasını sağlamak olabilir. Son Söz: "Rehaveti unutup rahvan gitmeyi bırakıp, bundan böyle dörtnala koşan atların hızıyla Yasanın rüzgarına yetişmek lazım". Kolaylıklar diler, tüm hukukçulara saygılarımı sunarım.