Mesajı Okuyun
Old 09-12-2006, 16:31   #3
mustafaaladag

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1997/15-461

K. 1997/729

T. 24.9.1997

• SATIŞ VAADİ ( Tapuya Şerh Edildikten Sonra Konan Haczin Hüküm Doğurmaması )

• ŞERH ( Şerh Edilen Satış Vaadi Sözleşmesinden Sonra Konan Haciz )

• HACİZ ( Şerh Edilen Satış Vaadi Sözleşmesinden Sonra Konan )

• SÜRESİZ ŞİKAYET ( Şerh Edilen Satış Vaadi Sözleşmesinden Sonra Konan Haciz )

• HACİZ ( Satış Vaadi Tapuya İşlenen Taşınmazı )

• SÜRE ( Satış Vaadi Tapuya İşlendikten Sonra Taşınmazın Haczini Şikayet )

• SÜRE ( Satış Vaadine Dair Hakkın 3. Kişilere Karşı İleri Sürülmesi )

• HACİZ ( Satış Vaadi Tapuya İşlenen Taşınmazı )

1086/m.76

743/m.919

2982/m.26

818/m.213

2004/m.16,96

ÖZET : Kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadine dair hak tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanır. Bu hak, MK. nun 919 ve Tapu Kanunu`nun 26. maddesine göre 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. 5 yıl içerisinde devir gerçekleştiğinde satış vaadi şerhinden sonra konulan haciz sonuç doğurmaz. Sonuç doğurmayan bu işleme karşı İİK. nun 16/2. maddesi uyarınca her zaman şikayet olunabilir. Diğer bir anlatımla şikayet süreye tabi değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla Mersin İcra Tetkik Merciine verilen 24.1.1997 gün ve 1996/1402-1997/417 sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`ndan çıkan 2.5.1997 gün, 1997/15-201 Esas, 1997/417 Karar sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kagıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Bir arada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulanacak yasa maddeleri bulmak ve uygulamak doğrudan Hakimin görevidir ( HUMK. md. 76 ).
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satış vaadi şerhine ve cebri tescil kararına rağmen taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılıp kaldırılmamasına ilşkindir. O nedenle istem icra memurunun kararına yönelik şikayet olduğunda kuşku ve duraksamaya yer bulunmamaktadır. Gerçekte istihkak davaları genelde menkul mallar üzerinde haciz uygulaması sonucu açılmaktadır. Somut olayda İİK.nun 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak davası niteliği görülmemektedir. Dahası şikayetçinin dilekçesinde de bu doğrultuda istek bulunmamaktadır. O halde Mercii Hakimliğinin kararında, şikayeti istihkak davası şeklinde değerlendirmesi doğru değildir. Uyuşmazlığın icra memuru işlemine karşı yapılan şikayet kabul edilip bu hukuki mesele doğrultusunda çözümlenmesi gerekir.
Kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadine dair hak tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanmıştır. ( HGK. 1992/14-719, 1993/7 sayı ve 27.1.1993 tarihli kararı ). Bu hak, MK. nun 919 ve Tapu Kanunu`nun 26. maddesine göre 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. 5 yıl içerisinde devir gerçekleştiğinde satış vaadi şerhinden sonra konulan haciz sonuç doğurmaz. Sonuç doğurmayan bu işleme karşı İİK. nun 16/2. maddesi uyarınca her zaman şikayet olunabilir. Diğer bir anlatımla şikayet süreye tabi değildir.
Olayda, taşınmazın tapu kaydında borçlu G.S.`ye ait payın satış vaadi sözleşmesi ile şikayetçiye satıldığına ilişkin 18.11.1992 tarihli şerh mevcuttur. Haciz ise bu şerhten sonra 5.2.1993 tarihinde konulmuştur. Açılan cebri tescil davası da 11.2.1993 tarihinde sonuçlanmış, 28.9.1993 tarihinde şikayetçi adına tapuda tescil işlemi yapılmıştır. Hal böyle olunca açıklanan yasal koşullar bu davada gerçekleştiğinden şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmeli, Merci Kararı bu nedenler altında doğru bulunduğundan onanmalıdır.
SONUÇ : Şikayetçi vekilinin 4.6.1997 tarihli karar düzeltme isteminin kabulü ile sonucu doğru, Mersin İcra Tetkik Mercii Hakimliği`nin 1996/1402- 1997/35 sayı 24.1.1997 tarihli direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda ONANMASINA oyçokluğu ile karar verildi.
yarx