Mesajı Okuyun
Old 13-08-2014, 13:11   #75
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/8297
K. 2014/5096
T. 24.3.2014

• KATKI PAYI ALACAĞI DAVASI ( Taraflar Arasındaki Mal Rejimi 4721 S. Kanunun Yürürlük Tarihi Öncesinde Mal Ayrılığı Sonrasında İse Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Geçerli Bulunduğundan Mahkemece Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimine İlişkin Hükümlerin Uygulanarak Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı )

• EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ ( Evliliğin İptal veya Boşanma Kararıyla Sona Erdirilmesi Halinde Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Aile Konutu ve Ev Eşyasına Yönelik Koruma Uygulanmayacağının Gözetilmesi Gerektiği - Katkı Payı Alacağı Davası )

• AİLE KONUTU VE EV EŞYASINA YÖNELİK KORUMA ( Katkı Payı Alacağı Davası - Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Aile Konutu ve Ev Eşyalarına Yönelik Düzenlemenin Uygulanabilmesi İçin Eşler Arasındaki Mal Rejiminin Ölüm Nedeniyle Son Bulması Gerektiği )

• MAL REJİMİNİN TESPİTİ ( Taşınmaz Üzerindeki Bina 4721 S. Kanunun Yürürlük Tarihinden Sonra Yapılmış ve Tamamlanmış İse Binanın Yapımında Edinilmiş Malların Harcandığının Kabulü 4721 S. Kanunun Yürürlük Tarihinden Öncesinde Yapılmış İse Katkı Hususunun İspatı Gerektiği )

• TANIKLARA SORU YÖNELTİLMESİ ( Katkı Payı Alacağı Davası - Dava Dilekçesinde Binanın Arsa Alındıktan Sonra İnşa Edildiğinin Açıklandığı/Dinlenen Davacı Tanıkları Binanın İnşa Edildiği Tarih Konusunda Mahkemece Soru Yöneltilmediği İçin Açıklama Yapmadığı/Gerekli Araştırma ve İnceleme Yapılmadan Hüküm Kurulamayacağı )
4721/m.240,254

ÖZET : Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir. TMK.nun 254. Maddesi hükmüyle iptal ve boşanma halinde paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde aile konutu ve ev eşyası düzenleme konusu yapılmıştır. Kural mal rejiminde, diğer deyişle edinilmiş mallara katılma rejiminde ise aile konutu ve ev eşyalarına yönelik düzenlemenin uygulanabilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin ölüm nedeniyle son bulması gerekir. ( TMK.240md ). Başka bir anlatımla evliliğin iptal veya boşanma kararıyla sona erdirilmesi halinde edinilmiş mallara katılma rejiminde aile konutu ve ev eşyasına yönelik koruma uygulanmaz. Somut olayda taraflar arasındaki mal rejimi 4721 sayılı kanunun yürürlük tarihi öncesinde mal ayrılığı, sonrasında ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli bulunduğundan mahkemece, paylaşmalı mal ayrılığı rejimine ilişkin hükümlerin uygulanarak karar verilmesi doğru olmamıştır.

Öte yandan, dosya kapsamına göre, taşınmaz üzerinde bulunan binanın ne zaman inşa edildiği konusunda tereddüt bulunmaktadır. Dava dilekçesinde, binanın arsa alındıktan sonra inşa edildiği açıklanmış, dinlenen davacı tanıkları binanın inşa edildiği tarih konusunda mahkemece soru yöneltilmediği için açıklama yapmamışlardır. Ayrıca, mahkemece, davacıya binanın inşaatının ne zaman başlandığı ve bitirildiği açıklattırılmamış, bu konuda gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Bu durum, nizalı binanın tabi olacağı mal rejiminin tespitinde önem arz etmektedir. Şöyle ki, bina 4721 sayılı kanunun yürürlük tarihinden sonra yapılmış ve tamamlanmış ise, binanın yapımında edinilmiş malların harcandığının kabulü, 4721 sayılı kanunun yürürlük tarihinden öncesinde yapılmış ise katkı hususunun ispatı gerekir. Öte yandan, Mahkemece, taşınır mallar bakımından da TMK.nun 254. Maddesi hükmü uyarınca hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

DAVA : A. T. ile A. T. aralarındaki katkı payı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Bozyazı Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 15.11.2011 gün ve 231/193 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, tarafların müşterek oturdukları evin inşaatında vekil edeninin bizzat çalıştığını, ayrıca başkalarının tarlalarında da çalışarak gelir elde ettiğini, düğününde takılan 2 adet ray bilezik ile reşat altınla büyük kolyesini de verdiğini, ayrıca evde bulunan eşyalarda da katkısının bulunduğunu açıklayarak evin içindeki eşyalarla birlikte 409 parselde kayıtlı evin vekil edenine tahsisine, yine evlilik birliği içerisinde vekil edeninin katkısı ile edinilen ... plakalı aracın da yarı payının, bunun mümkün bulunmaması durumunda da yarı oranındaki değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, dava konusu ev ve araca davacının katkısının ispat edilemediğini, davacının evlilik birliği içerisinde hiç çalışmadığını, katkısının bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, 409 parsel sayılı taşınmazın ve ev eşyalarının olayın özellikleri, eşlerin ekonomik ve sosyal durumları ve çocukların menfaatleri göz önünde bulundurularak 5 yıl süre ile davacıya tahsisine, bu hususun tapu kütüğüne şerhi için tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, ... ... plakalı araç yönünden ise davacının katkısının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm; davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 06.03.1989 tarihinde evlenmişler, 04.11.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 01.03.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. 4721 sayılı TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacaktır. Taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı 04.11.2003 tarihi itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınır ve taşınmaz mallar bakımından dava dilekçesindeki ve daha sonra aşamalarda davacı ve vekilinin beyanlarından taleplerinin birbirinden farklı sonuçlara varılacak açıklamalar içerdiği, bilhassa ileri sürülen hususun katkı iddiası olduğu ancak sonuçtaki isteğin mahkemece tam olarak belirlenmediği görülmektedir. Öncelikle, davacının isteğinin tereddüte meydan verilmeyecek biçimde açıklattırılması gerekir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılmıştır. Mahkemece TMK.nun 254. Maddesi esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. TMK.nun 254. Maddesi hükmüyle iptal ve boşanma halinde paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde aile konutu ve ev eşyası düzenleme konusu yapılmıştır. Kural mal rejiminde, diğer deyişle edinilmiş mallara katılma rejiminde ise aile konutu ve ev eşyalarına yönelik düzenlemenin uygulanabilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin ölüm nedeniyle son bulması gerekir. ( TMK.240md ). Başka bir anlatımla evliliğin iptal veya boşanma kararıyla sona erdirilmesi halinde edinilmiş mallara katılma rejiminde aile konutu ve ev eşyasına yönelik koruma uygulanmaz. Somut olayda taraflar arasındaki mal rejimi 01.01.2002 öncesinde mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden sonra ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli bulunduğundan mahkemece, paylaşmalı mal ayrılığı rejimine ilişkin hükümlerin uygulanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

Dava konusu ... ... plakalı araç, dava dışı 3. Kişi adına kayıtlı olup motosiklet niteliğindeki araçtır. Davacı, yargılama sırasında, dava konusu ettiği aracın plakasını hatırlamadığını bildirmiş, mahkemece trafik kayıtlarında yapılan araştırma sonucu davalı adına araç kaydına rastlanmadığı belirlenmiştir. Şu halde dava konusu yapılan araç yönünden mahkemece davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Uyuşmazlık konusu 409 parsel sayılı taşınmaz ise, 19.12.2001 tarihinde hükmen, satış ve intikal hukuki nedenlerine dayalı olarak paylı biçimde kargir ev ve tarla niteliği ile dava dışı 3. Kişiler adlarına tescil edilmiştir. Davacı 16.12.2004 tarihli yargılama oturumunda dava konusu olan konutun bulunduğu arsanın haricen kayıt maliki D. A. Y.'dan davalı eşi tarafından satın alındığını, ancak kendisinin katkısı ile üzerine bina yapıldığını açıklamıştır. Dava konusu 409 parsel sayılı taşınmaz, arsa ve kargir ev vasfı ile 743 sayılı TKM'nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğine ve ayrıca davacının açık beyanına göre arsanın davalı eşi tarafından alındığı kendisinin arsanın alımına katkısını ileri sürmediğine göre; davacının arsanın edinilmesine ilişkin katkısından söz edilemeyecektir.

Ne var ki, davacı arsa üzerindeki binanın yapımı sırasında bizzat kendisinin çalıştığı gibi, ayrıca tarlalarda çalışarak para kazandığını, düğününde takılan 2 adet ray bilezik ile reşat altınlı büyük kolyesini satarak katkıda bulunduğunu açıklamış, binanın 2001 yılından sonra yapıldığını bildirmiştir. Şu durumda dosya kapsamına göre, taşınmaz üzerinde bulunan binanın ne zaman inşa edildiği konusunda tereddüt bulunmaktadır. Dava dilekçesinde, binanın arsa alındıktan sonra inşa edildiği açıklanmış, dinlenen davacı tanıkları binanın inşa edildiği tarih konusunda mahkemece soru yöneltilmediği için açıklama yapmamışlardır. Ayrıca, mahkemece, davacıya binanın inşaatının ne zaman başlandığı ve bitirildiği açıklattırılmamış, bu konuda gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Bu durum, nizalı binanın tabi olacağı mal rejiminin tespitinde önem arz etmektedir. Şöyle ki, bina 01.01.2002 tarihinden sonra yapılmış ( veya bu tarihten sonra yapılan kısımları bakımından ) ve tamamlanmış ise, binanın yapımında edinilmiş malların harcandığının ( TMK'nun 222.maddesi son fıkrası hükmüne göre davalı tarafça aksi ispat edilebilir ) kabulü, 01.01.2002 tarihinden öncesinde yapılmış ise katkı hususunun ispatı gerekir. Öte yandan, Mahkemece, taşınır mallar bakımından da TMK.nun 254. Maddesi hükmü uyarınca hüküm kurulmuş olması yukarıda açıklanan nedenlerle doğru görülmemiştir.

Hal böyle iken, mahkemece, taraflara iddia, savunma ve delillerini sunmaları için süre ve imkan tanınması, öncelikle davacı tarafa, talebinin tereddüte meydan vermeyecek biçimde açıklattırılması, talebin niteliğine göre dava konusu yapılan malların değerlerinin ayrı ayrı belirlenmesinin istenilmesi, yine dava konusu yaptığı ev eşyaları ve binanın inşaatının başlandığı ve bitirildiği tarihleri bildirmesi ve bu hususta delillerini sunması için süre ve imkan tanınması, bildirilen taraf tanıklarının yeniden dinlenilmek suretiyle, davacının tarlalarda çalışıp çalışmadığının, çalışıyor ise ne şekilde, ne kadar süre ile çalıştığının ve kazanç durumunun, ileri sürülen altınların varlığı ve satılıp satılmadığının, binanın yapımına katkısı olup olmadığının, binanın yapımına ne zaman başlanıldığı, ne kadar süre sonra tamamlandığı hususlarının açık bir biçimde tanıklardan sorularak beyanlarının alınması, uyuşmazlığın çözümlenmesine çalışılması, tüm taraf delillerinin yöntemine uygun şekilde toplanması, gerekirse meslek odalarından görüş istenilmesi, bundan ayrı, uzman hukukçu ve mali müşavir bilirkişilerden rapor alınması, bu şekilde iddia ve savunma çerçevesinde tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı