Bildiğiniz üzere, Choisir la Cause des Femmes (Kadın Davasına Sahip Çıkma) derneğinin kurucularından , bilinen en ünlü feminist Simone de Beauvoir, 100. doğum yılında, Le Nouvel Observateur'un kapağına, çıplak bir fotoğraf karesiyle çıkageldi.

Konu Fransız medyasında olduğu kadar ülkemizde de yankı uyandırdı. Bir kaç yazarımız deşifre edilen fotoğraf konusunu ve bazen de konudan saparak Beauvoir'in bedenini ve ölçülerini tartıştılar. Asıl tepki ise, Beauvoir'le birlikte Kadın Davasına Sahip Çıkma derneğinin kurucularından olan avukat Gisele Halimi'den geldi. Halimi, fotoğrafı yayınlayan dergiyi, kadın bedeninin sömürüldüğü, fotoğrafın ünlü yazarın felsefesi, kadın meselesine yaklaşımıyla hiç ilgisi olmadığı ve benzer yakınmalarla protesto etti.

En büyük çelişki ise, kendini, kadının cinsel ayrımcılık temeli üzerinde değil, eşitlikçi bakış açısında ve önce insan temelinde değerlendirilmesi savaşımına adamış yazar/düşünürün, ölümünden yıllar sonra bizatihi kendi bedeni ile gündeme ve eleştiri koltuğuna oturmuş olması.

Bir fotoğraf karesi, bu karenin yansımaları ve yazarın döneminde kadın anlayışını alt-üst eden, yeniden biçimlenmesine -günümüzde dahi- aracılık eden ve "Her erkeğin ve her kadının muhakkak okuması gerek" diyerek andığı üç kitabı: Genç Kızlık Çağı, Evlilik Çağı ve Bağımsızlığa Doğru.

Ve Simone de Beauvoir, şimdi, yani 100. doğum yılında, bir fotoğraf karesinde tutuklu, ne dersiniz?

Saygılarımla...