Mesajı Okuyun
Old 10-12-2007, 17:36   #3
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Yıldız,
Sayın Demiroğlu'nun kısaca belirttiği gibi,
Bence alacağınızı mahsup yapılmamış haliyle icraya koyun.Karşı taraf da alacağını icraya koyar yada koymaksızın mahsup talebinde bulunabilir.
Karşı tarafın alacağını icraya koyması halinde mahsup talebinde (icra Müdürlüğüne) bulunun.Sizin icra talebinize karşı taraf mahsup talebiyle cevap verdiği takdirde bu talebi kabul edin .Bu takdirde icra müdürü mahsubu sizin talebiniz doğrultusunda kabul edecektir.
Genellikle icra daireleri mahsup talebini ancak kesinleşmiş icra takibinde dikkate almaktadırlar.Bana göre icra takibinin kesinleşmesi şart olmamakla beraber uygulama da farklılıklar mevcuttur.
Şunu hatırlamanızı tavsiye ederim.Avukatlık ücretlerinde mahsup talebinde bulunulamaz.(gerek sizin için gerek karşı taraf için)
Takas-mahsup iddiası için yol göstereceğini umduğum kararı aşağıya alıntı yaptım.
Saygılarımla
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/16840

K. 2001/17933

T. 5.11.2001

• TAKAS VE MAHSUP İDDİASI ( Görevli Merciler ve İcra Takibinde İleri Sürülebilmesinin Şartları )

• İCRA TAKİBİ SIRASINDA TAKAS VE MAHSUP İDDİASI ( İleri Sürülebileceği Merciler ve Şartları )

• GÖREVLİ MERCİLER ( İcra Takibi Sırasında İleri Sürülebilecek Takas ve Mahsup İddiasında )

2004/m.68, 200


ÖZET :Dar yetkili İcra Tetkik Merciinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda, takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; takasa konu alacağın İİK.nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Takas ve mahsup iddiası, İcra Tetkik Mercii Hakimliği yanında İcra Dairesine de ileri sürülebilir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nun 12/10/1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili İcra Tetkik Merciinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda, takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak:
1 - Takasa konu alacağın İİK.nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması,
2 - Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması,
3 - Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir.
Bundan başka Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre takas ve mahsup iddiası, İcra Tetkik Mercii Hakimliği yanında İcra Dairesine de ileri sürülebilir. Somut olayda boşanma davası reddedildiğine göre eş ve çocuklar için takdir edilen tedbir nafakası hükmün kesinleşmesine kadar devam eder. Ancak borçlu, çocuklar için nafakanın devamına itiraz etmediğine göre, tazminat isteminin reddi doğru ise de, takas ve mahsup iddiasını icra dairesine karşı ileri sürebileceği düşünülüp şikayetin yukarıdaki ilkelere göre incelenmek üzere açıklanan hususa hasren kabulü yerine reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/4839

K. 1996/5127

T. 11.4.1996

• BORÇLUNUN TAKAS İSTEMİ ( Alacak İlamına Dayalı Takip )

• ALACAĞIN MAHSUP EDİLMEMESİ HALİNDE TAKAS DEFİ

• TAKAS DEFİ ( Alacağın Mahsup Edilmemesi Halinde )

2004/m.32

ÖZET : Borçlunun aynı ilama dayalı olarak alacaklı aleyhine yaptığı takipte karşı tarafın alacağına mahsup etmemiş olması takipte takas definden bulunulmasına engel değildir.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 1.4.1996 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Alacak ilamına dayalı olarak takip yapılmıştır. Borçlu bu ilamda yazılı alacağının takasını talep etmiştir. Borçlunun aynı ilama dayalı olarak alacaklı aleyhine yaptığı takipte karşı tarafın alacağına mahsup etmemiş olması konumuz olan takipte takas definden bulunulmasına engel değildir. Mercice bu yön gözetilerek takas definin kabulüne karar verilmek gerekirken reddi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan nedenle İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 11.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.