Mesajı Okuyun
Old 30-05-2012, 13:56   #3
AV.GİZEM

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım öncelikle iyi çalışmalar diliyorum. Sorunuzun yeterince açıklayıcı olmadığına değinerek, terk nedeniyle açabileceğiniz davaya ilişkin olarak bildiklerimi sizinle paylaşmak istedim. Öncelikle müvekkilinizin eşinin çalışmadığını düşünüyorum bu nedenle de evlilik birliğinin getirdiği yükümlülükler nedeniyle çalışmak isteyen ve başka bir şehirde iş bulan müvekkilinizin haklı olduğu kanaatindeyim. Usulen yapılan ihtarlara uymayan tarafın terk etmiş sayılacağındankasıtla çekişmeli yargıda terke dayalı bir boşanma davası açabileceğinizi düşünüyorum, şimdilik bulabildiğim ve aşağıda belirtmiş olduğum yargı kararları umarım size yardımcı olur.
T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2005/2-673

Karar: 2005/617

Karar Tarihi: 16.11.2005

 

BO
ŞANMA DAVASI - TERK - KANUNU MEDENİYE GÖRE EVİN SEÇİMİNİN KOCAYA AİT OLMASI - DAVET EDİLEN EVİN OTURMAYA ELVERİŞLİ OLDUĞUNUN ANLAŞILMASI - TERK UNSURLARININ GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI - KADININ KANUNİ SÜRE İÇİNDE HAKLI NEDEN GÖSTERMEDEN İHTARA UYMAMIŞ OLMASI

ÖZET: Türk Kanunu Medenisi döneminde evin seçimi kocaya aittir. Buna göre jandarma, muhtarl

ıkça tutulan tutanaklar ve dinlenen tanık beyanları ile davet edilen evin oturmaya elverişli olduğu anlaşılmaktadır. Terk unsurları gerçekleşmiş olup ihtar usulüne uygundur. Davalı kadın kanuni süre içerisinde haklı bir neden göstermeden ihtara uymamıştır. Türk Kanunu Medenisinin 132. maddesi koşullan oluştuğundan davanın kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir.

 

(743 S. K. m. 132, 152) (4787 S. K. m. 7)

Dava: Taraflar aras
ındaki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.9.2003 gün ve 2001/4133 E. - 2003/3009 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.9.2004 gün ve 9473-10726 sayılı ilamı;

(..... 4722 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir,

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplene ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Türk Kanunu Medenisi döneminde evin seçimi kocaya aittir. (TKM. md. 152) Buna göre jandarma, muhtarlıkça tutulan tutanaklar ve dinlenen tanık beyanları ile davet edilen evin oturmaya elverişli olduğu anlaşılmaktadır. Terk unsurları gerçekleşmiş olup ihtar usulüne uygundur. Davalı kadın kanuni süre içerisinde haklı bir neden göstermeden ihtara uymamıştır. Türk Kanunu Medenisinin 132. maddesi koşullan oluştuğundan davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.

3- 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (MK. md. 118-395, 5133 S. MK. md.2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, terk nedeniyle boşanma istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davalının evliliğin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemek amacıyla evi terk ettiğini ileri sürmüş, boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece, yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuştur;

Yerel mahkeme, Aliağa İlçesinin aile mahkemesi kurulamayan yerlerden olması nedeniyle asliye hukuk mahkemesi olarak yargılama yapılıp, hüküm kurulduğunu vurgulayarak, direnme kararı vermiştir.

Aile mahkemelerinin görevine giren işlerdeki yargılama usulü, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'da düzenlenmiştir.

Anılan Kanunun 2. maddesinde <...Aile Mahkemeleri, Adalet Bakanlığınca Hakimler ve Savalar Yüksek Kurulu'nun olumlu görüşü alınarak her ilde ve merkez nüfusu yüzbinin üzerindeki her ilçede, tek hakimli ve Asliye Mahkemesi Derecesinde olmak üzere kurulur. Aile mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu il ve ilçenin mülkî sınırlarıyla belirlenir. Ancak yargı çevresi, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca değiştirilebilir.

Gerektiğinde birinci fıkradaki usule göre, bir yerdeki aile mahkemesinin birden çok dairesi kurulabilir. Bu durumda daireler numaralandırılır. Aile Mahkemesi kurulamayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlere, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesince bakılır.

Aile Mahkemelerinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar Personel bulunur...> hükmü yer almaktadır.

Somut olayda, Aliağa İlçesinde aile mahkemesi kurulmadığı açıktır. Ne var ki, bu tür uyuşmazlıklara Aile Mahkemelerinde bakılacağı 4787 sayılı Kanunun 4/1. maddesinde hükme bağlandığına göre, mahkemece davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakıldığının ara kararıyla karar altına alınması ve davada anılan Kanunun 7. maddesinde öngörülen usul hükümlerinin uygulanması, ayrıca da karar başlığında davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakıldığının gösterilmesi gerekir.

Açıklanan hususlar yerine getirilmeksizin işin esası hakkında sonuca gidilmesi doğru değildir. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 26.01.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programı
.............................

T.C. YARGITAY

2.Hukuk Dairesi

Esas: 2011/949

Karar: 2011/2497

Karar Tarihi: 16.02.2011

 

TERK NEDEN
İYLE BOŞANMA DAVASI - İHTAR KARARININ TEBLİĞİ - TEBLİĞ TARİHİNDEN İTİBAREN İKİ AYLIK SÜRE GEÇMEDEN TERK NEDENİNE DAYALI BOŞANMA DAVASI AÇILAMAYACAĞI - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET:

İhtar kararının tebliğinden itibaren Türk Medeni Kanunu'nu uyarınca iki aylık süre geçmeden terk nedenine dayalı boşanma davası açılamaz. Davanın reddine karar verilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 164)

Dava: Taraflar aras
ındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: İhtar kararı davalıya 29.11.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, terk nedeniyle boşanma davası ise 28.1.2008 tarihinde açılmıştır. İhtar kararının tebliğinden itibaren Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi uyarınca iki aylık süre geçmeden terk nedenine dayalı boşanma davası açılamaz. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle bozulmasına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programı