Mesajı Okuyun
Old 02-08-2012, 08:43   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Tıklayınız:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=56565


Ayrıca:
Yargıtay'ın haysiyetsiz yaşam tanımını içeren iki adet kararı, konumuzla ilgisiz olmasına karşın, fikir verici olduğundan aşağıda sunulmuştur:

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1992/8579

K. 1992/9036

T. 5.10.1992

• BOŞANMA ( Haysiyetsiz yaşam )

• HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRMEK ( Boşanma )

743/m.131

ÖZET: Haysiyetsiz hayatın varlığından söz edilebilmesi için, yaşartılan toplumun değer yargılarına ters düşen namus, şeref ve haysiyet gibi kavramlarla bağdaşmayan bir hayat biçimini benimsemek ve devamlılık arz edecek şekilde yaşamış olmak gerekir.
DAVA VE KARAR : N.M. ile F. M. arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı, davalının bir başka erkekle gayri resmi yaşayan ablasında kaldığından ve değişik erkeklerle gezmek suretiyle haysiyetsiz bir hayat yaşadığından bahisle boşanma isteğinde bulunmuş.
Boşanma hükmüde haysiyetsiz hayat sürme hukuksal nedenine dayalı olârak kurulmuştur.
Dinlenen davacı tanıkları davalıyı değişik erkeklerle gezdiğini, hatta 60.000 TL. karşılığında pazarlık yaparken görüldüğünü bildirmişlerdir. Buna karşılık davalı tanığı, davacı tanıklarının tarafsız olmadığını, davacının bu konuda hazırladığı Senaryoyu mahkeme önünde oynattığından söz etmiştir. Aynı iftiranın kendisi içinde düşünüldüğünü açıklamıştır. Davalı kocasıyla ayrı yaşadığı süre içinde sadece eş dost ve karşılaştığı okul arkadaşlarıyla konuştuğunu, haysiyetsiz hayat iddiasının iftira olduğunu değinmiştir.
Haysiyetsiz hayatın varlığından söz edilebilmesi için; yaşanılan toplumun değer yargılarına ters düşen namus, şeref ve haysiyet gibi kavramlarla bağdaşmayan bir hayat biçimini benimsenmemek ve devamlılık arz edecek şekilde yaşamış olmak gerekir Öğretide haysiyetsiz hayata örnek olarak ve "genel ev çalıştırmak, muhabbet tellallığı yapmak, ayyaşlık, kumarbazlık, esrarkeşlik, doğal olmayan cinsel ilişki, evli bir kadının bir başkasıyla aşk hayatı yaşaması vs. gibi" gösterilmektedir. Bu itibarla haysiyetsizce hayatın bir unsuru toplumun değer yargılarıyla bağdaşmayan, toplumca hoş görülmeyen ve ayıplanan davranış, diğer unsur ise bu davranışların devamlılık arz etmesi, bu şekildeki davranışın bir hayat biçimi olarak benimsenmiş olmasıdır. Davacı tanıklarının sözleri, hayatın olağan akışı içindeki davranış biçimleriyle bağdaşmayacak düzeyde yalın sözlerden ibarettir. İnandırıcı değildir. Bu itibarla davalının haysiyetsizce yaşadığının kabulü sonucu boşanmaya karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyize konu hükmün açıklanan nedenle ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/1829

K. 2011/23825

T. 28.12.2011

• HAYSİYETSİZ YAŞAM SÜRME ( Boşanma Davası - Haysiyetsiz Hayatın Varlığından Söz Edilebilmesi ve Bu Sebeple Boşanma Kararı Verilebilmesi İçin Başkalarıyla İlişkinin Bir Yaşam Tarzı Olarak Benimsenmesi Gerektiği )

4721/m.163


ÖZET : Münhasıran "haysiyetsiz hayat sürme" sebebine dayalı boşanma davasında haysiyetsiz hayatın varlığından söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için, başkalarıyla ilişkinin bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş olması ve bu şekilde yaşamanın devamlılık göstermesi gerekir. bir başka erkekle cep telefonu ile konuşan ve mesajlaşan davalı kadının eylemi, koca bakımından eşiyle birlikte yaşamayı çekilmez hale getirirse de haysiyetsiz yaşam olarak kabul edilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı-davacı ( kadın )tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı ( kadın )'ın kendi açtığı birleştirilen boşanma davası hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2- Kocanın boşanma davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı-davalı kocanın boşanma davası münhasıran "haysiyetsiz hayat sürme" sebebine ( TMK md. 163 )dayanmaktadır. Haysiyetsiz hayatın varlığından söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için, başkalarıyla ilişkinin bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş ve bu şekilde yaşamanın devamlılık göstermesi gerekir. Davalı-davacı kadının bir başka erkekle cep telefonu ile konuştuğu ve mesajlaştığı toplanan delillerle ve dinlenen tanık beyanlarıyla anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu eylem koca bakımından, eşiyle birlikte yaşamayı çekilmez hale getirirse de haysiyetsiz yaşam olarak kabul edilemez. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile Türk Medeni Kanunu'nun 163. maddesindeki boşanma sebebi sabit kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ( ONANMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Kaynak: Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)